Makale / Eleştri Makaleleri

Eklenme Tarihi : 13.10.2017
Okunma Sayısı : 1967
Yorum Sayısı : 10
 
ÇOKLU  ATIŞMALARDA  ŞİİRİN  İÇİNE  ETME  SANATI (!)

Efendim,  zaman  zaman  edebiyat  sitelerinde  ya  da  edebiyatla  ilgili  grupların  face  bookta  oluşturdukları  sayfalarda    atışma  adı  altında  bir  şeyler  yapıldığına  şahit  oluyorum.  

İsterseniz  bu  olay nasıl  başlıyor  ve  nasıl  devam  ediyor,  sonra  ne  hallere  geliyor  anlatmaya  çalışayım. (  Tüm  dörtlükler  ve  DÖRTLÜK  OLMAYAN   şiiirler   tarafımdan  uydurulmuş  olsa  da  olay  aynen  böyledir )

Grup  içindeki  bir  şairin  ayak  vermesi ile  olay  başlıyor.

Mesela  bir  şair  şöyle  bir  dörtlük  yazıyor:

Mısraları  derleyelim 
Gümbür  gümbür  gürleyelim
Gelin  dostlar  terleyelim
Güllere  şiir  yazalım

Bundan  sonrasında  olması  gereken  nedir?  ''  l-l''  harfleri  ile  uyumlu  kelimleri  kafiye,  ''  şiir  yazalım''  ı  redif  olarak  kullanıp  ilk  üç mısrayı  da  kendi  aralarında  kafiyelendirerek  devam  etmek... Mesela  ''  Di-ll-ere şiir yazalım,  E-ll-lere  şiir  yazalım,  Te-ll-ere  şiir  yazalım, A-ll-ara  şiir  yazalım,  İ-ll-ere  şiir  yazalım  gibi...''Dil, el, tel, al''  ayak, '' ll''  kafiye...''Şiir  yazalım''  redif.  Yazacağımız dörtlükler  de  8  lik  hece  ölçüsüyle  yazılacak. ( 4+4  veya  5+3  olabilir.  Orası  çok  önemli  değil. ) 

Nitekim  olay  başladığında  bu kurala  riayet  edilir.

Mesela  ilk  dörtlük  üzerine  pası  alan  şair  devam  eder:

Şiiri  güzel  okuyan
Mısrayı  usta  dokuyan,
Bülbül  misali  şakıyan
Dillere  şiir  yazalım

Bazen  araya  ben  misal  hicivciler  karışır  ve  onlar  da  şöyle  bir  şeyler  yazar:

Sorma  gardaş  sakın  neden
İnsanları  sinir  eden,
Birkaç  santim,  doksan  beden,
Kıllara  şiir  yazalım.

Gördüğünüz  gibi  aslında  atışma  olmasa  da  (  Çünkü  kimse  kimseyle  atışmıyor.)  şairler  şiir  yazmak  için  bir  neden  bulmuşlar  ve  ''  Şunlara-bunlara  şiir  yazalım''  Diye  birbirlerine  değişik  öneriler  sunuyorlar.  Ölçü,  uyak,  ayak,  redif,  amoni  sıkıntısı  yok  buraya  kadar.  Bundan  sonrasında  da  bir  müddet  olmayacak.  Şöyle  ki:

Zalimdir  feleğin  çarkı
Budur  onun  büyük  farkı.
Yıktı  vallah  evi  barkı
Sellere  şiir  yazalım.

Bir   şairin  derdi  evini  barkını  yıkan  sel  iken  bir  başkasının  derdi  bakın  nedir?

Almanların  postasıydı
Tam  bir  futbol  hastasıydı
Asistlerin  ustasıydı
Müller'e  şiir  yazalım

''Almanların  postası'' biraz  saçma  olsa  da  uyak,  ayak,  kafiye  ölçü  yerli  yerinde...Aldık  kabul  eyledik. Müller  hiç  de  hakkında  şiir  yazılmayacak  biri  değil. (  Her  ne  kadar  Hans  Müller  mi  Gerd  Müller  mi  belirtilmemiş  olsa  da ) 

Bu  minval  üzere  hiç  de  fena  sayılmayacak  dörtlükler  gelmeye  devam eder.


Dünya  fani,  her şey  yalan
Var  biraz  da sen  oyalan
Ömrümüzden  ömür  çalan
Yıllara  şiir  yazalım.

Yunus  Emre'den  ufak  bir  aşırma  varsa  da  kabul  edilebilir.  Güzel  ve  genel  gidişata  uygun  bir  dörtlük...

Sonra  yine  ben  misal  bir zıpır  çıkar  ortaya  ve  bakın  ne  der?

Bizi  de  düşünün biraz
Ki  sonra çıkmasın  maraz
Elma  yanak,  dudak  kiraz
Dullara  şiir  yazalım.

Evet  daha  onlarca  böyle  genel  ahengi  bozmayan  dörtlükler  akmaya  devam  eder. Ancak  katılım  sayısı  bazen  300- 400  olunca  saçmalamalar  da  başlar.  

Şimdi  sıra  onlarda:

Ben  de  yazarım  bir  dörtlük.
Beğenmeyi  ihmal  etmeyin  ha  bu  dört  dörtlük.
Üç  sekizlik  bir  de  dörtlük
Notayla  şiir  yazalım.

Hani  ''  Tut  kuyruğundan  vur  duvara  derler  ya''  işte  tam  öyle...

Daha  böyle  onlarcası,  hatta  yüzlercesi: 

Samanlıktan  kaldıramadım  samanı  da  Zühtü.
Zühtüye  kızdım  da  bana  küstü
Zalim  feleğin  bana  imiş  kastı
Gelin  arkadaşlar  şiir  yazalım.

Bir  türlü  anlatamazsınız  ''  şiir  yazalım'' ın  kafiye  değil  redif  olduğunu.    

Dörtlük  mü?  Onu  hiç  sormayın  zaten.

Bazılarında  ise  herşey  normal  görünür.  Aahh  bir  de  ne  demek  istediğini  anlayabilsek.

Sevda  ateşiyle  pişen
Aşkının  peşinden  koşan
Deli  ırmak gibi  coşan
Göllere  şiir  yazalım.

Sevda  ateşiyle  pişmek  ve  aşkının  peşinden  koşmak  neyse  de  deli  ırmak  gibi  coşan  bir  göl  nasıl  olur? Sıkıysa  sorun.    Ne  cahilliğiniz  kalır  ne  ukalalığınız.  Bir de  engeli  yersiniz  cabası.

Efendim,  bir  de  mâbadından  kelime  uyduranlar  arz-ı  endam  eder  iş  bu  çoklu  şiir  atışmalarına.  Bir  örnek  de  onlardan  verelim:

Casdırık  casdırık  ötme
Piatemi  hiç  ürkütme
Koşütümü ütü  etme
Jöllere  şiir  yazalım.

Casdırık  casdırık:  Eh  haydi  anladık  diyelim.  Peki  Piatem,  Koşüt,  Jöl...  Bunlar  ne?  

Şayet  yanılıp da  sorarsanız   size  mutlaka  açıklayacaktır tüm  bunların  kendi  memleketinde  kullanılan  yöresel  kelimeler  olduğunu.  Tabii  ki  külliyen  yalan.

Sonra  gelir  ana  konuyla  hiç  alakası  olmayan  acayiplikler.

Hamdiye
Vermem  seni  Hamdi'ye.
Kendim  yerim  ham  diye.
Sanma ki  affederim
Bu  olmamış  ham  diye...

Buyur  burdan  yak...

Bu  arada  bazı  vatandaşlara  hece  şiiri  ile  serbest  şiirin  tamamen  farklı  bir  şey  olduğunu  anlatamazsınız.  Serbestçiler  de  damlar:

Bu  monoton  dünyada
Her  şey  yeknesak
Her  şey
Ama  her şey
Yek
Nesak...

Sizi  saçınızı  başınızı  yolarken  bir  başkası  gelir:

Bir  dilemma  yaşıyorum
Dil  mi  olmalıyım  
Yoksa  Emma  mı
Dil  olursam  eğer
Şâd  olmak  için  kim  bilir  
Kaç  yıl  avutacak  felek
Emma  olsam  
Clare Boylan'ın  kitabına  hapsolacağım
Of  yaaa
Ne  kötü  bir  şey  dilemma

Hele  bir de ''  Sizlere  bir  eserimi  takdim  ediyorum.  Bu  eserim  noter  tarafından  tasdik  edilmiştir''  Deyip  de  bu  atışmaya (!)  şöyle  bir  şey  gönderenleri  ne  yapmalı? 

Ben  artık  her  şayirleri
Hiç  huhatam  almıyorum
Gattar  oldum  bundan  sonra
Yarı  yolda  kalmıyorum

Pirefesorler  vız  gelir
Yengeç  yan  değil  düz  gelir
Garkalar  hep  gündüz  gelir
Dohru  şiyirler  yazalım

Huhatam:  Muhatap  demek  istiyor   vatandaş
Gattar:  Gaddar  yani
Pirefesor:  Sanırım  anladınız
Garka:  Karga
Dohru :Doğru  

Evet...Böyle  bir  şiir  gelir.  Aman  sakın  çalmaya  malmaya  kalmayın,  noter  tasdiklidir.  

Velhasılıkelam  o  atışma  zincirleri  maalesef  belirli  bir  noktadan  sonra  insanı  şiir  yazmaktan  da  şiir  okumaktan  da  nefret  ettiren  bir  hal  alır.  İşte o  sebeple  ben  iki,  bilemedin  üç  şair  dışında  şairin  katıldığı atışmalar dışındaki   bu  tür   şiir  atışması  adı  altında yapılan  çalışmaları şiirin   gelişmesi  ve  kalitesi  açısından  hiç  faydalı  bulmuyorum.

Peki  bu  işin  doğrusu nasıl  olmalıdır?

Bu  işin  doğrusu  şöyle  olabilir:

Yine  çok sayıda  şairin  katılımıyla  karşılama  dörtlükleri  yazılabilir.  (  Atışma  değil )  Ancak  sitelerin  ya  da  edebiyat  sayfalarının  şiirden  gerçekten  de  anlayan  yöneticilerine  ve  şiirden  anlayan seçki  kurullarına gönderilir  bu  dörtlükler.  Yönetici  ve seçki kurulları kendilerine  gönderilen  dörtlükler  içinde  yayınlanması  uygun  olanları  seçer,  diğer  saçmalıkları  ayıklar  ve sitede  yahut    edebiyat  sayfalarında  yayınlar.    Eğer  böyle  olursa  bizler  de  Nasrettin  Hoca'nın  fıkrasında  olduğu  gibi  bir  gram bal  için  bir  çeki  odun  çiğneme  eziyetinden  kurtulmuş  oluruz.

Düşünsenize:  Atışma  zinciri  diye  yaklaşık  dört  yüz tane  dörtlük  gönderiliyor.  Zamanımıza  yazık,  gözlerimize  yazık.  Saçmasapan  dörtlüklerle  ya  da  dörtlük  bile  olmayan  zırvalarla  aynı  kefede  tartıldıkları  için  muhteşem  dizeler  yazan  çok  değerli  şair  dostlarımın  emeklerine  yazık.  

Ve  son  olarak:

Böyle  bir  zincirde  on  defa  ''  Güllere  şiir  yazalım''  yirmi  defa  ''  Kullara  şiir  yazalım''  Demenin    mantığı  nedir  Allahınızı  severseniz?

Atışma  yapalım  derken şiirin içine  etmenin  alemi  var  mı?

( Çoklu Atışmalarda Şiirin İçine Etme Sanatı (!) başlıklı yazı Sami Biber tarafından 13.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.