** Kadın adama " kurban olurum yoluna ! " dedi.Adam çekti bıçağını , " heyt bee ! " diye bağırdı


** Şimdilerde umumi tuvalete jeton atıp girme kolaylığıda var! İşte attı jetonu ve aceleyle girdi adam helaya. Her yer dolu, sıkıştırarak beklemeye başkadı. Allah vere bir kapı açıldı , bir delikanlı çıktı rahatlamış edasıyla. Girdi adam; her taraf delikanlının pisliği ile rezalet halde. Hışımla delikanlıyı çağırdı ve sertçe " bu ne hal be ! " diyerek azarladı. Delikanlı gayet sakin tuvalet duvarını gösterdi. " ben böyle görmek istiyorum ! " ve gülerek uzaklaştı. Adam duvara baktı (NASIL GÖRMEK İSTİYORSANIZ ÖYLE BIRAKIN ! " yazıyordu. Ve adam mırıldanarak vazgeçti def-i hacetinden !!!



** Her doğan birey bir aile ve dolayısıyla bir sülaleye mensuptur. Günümüzde bu bağlar şu veya bu nedenle gittikçe sığlaşmaya, yozlaşmaya yüz tutmaktadır. Bu acı gerçek , yaklaşmakta olan dini bayramımızda bir kere daha yaşanacaktır.
Lise çağlarıma kadar , her bayram arefelerinde babamın elimize liste tutuşturup sülale ve komşularımızı ziyaret etme mecburiyetini emrettiğini ve listedekileri istisnasız ziyaret ettiğimi bu gün hala hatırlarım. Şimdi; bu emrin ne kadar yerinde ve değerli olduğunu anlıyorum.
70 e dayanan yaşıma rağmen sülalemden bir kaç kişi dışında ziyaret edilmememin sebebini ailelere yüklemek en basit yoldur. Öyle ya; sülale mevcutunun kimler olduğu öğretilmemiştir ki !... Aslına bakarsanız onları bende tanımıyorum. Bu kadar kopukluk elbette birleşmeyide sağlayamaz. Artık umursayacak yaşıda çoktan geçtim. Ama peşimizden gelenlerin birbirlerime sahip çıkmaları için bayramlar vesile olmalıdır.
Şu gelmiş öbürü gelmemiş geçtim o işleri. Hatta ben " ya orası çok uzak. Hastayım. İşteyim " vs. Gibi mazeret üretme zahmetinde kalmasınlar diye; artık bayram günleri şehri terk ederim bir kaç yıldan beri. Ee ne yapalım anlayışlı hoşgörülü olmaktan daha kolay işte kaçmak !!!
Ne börek , ne çörek, ne et ne baklava zahmetide yok. Kim kime , dım dıma, at mesajı , aç telofonu kutla bayramı.
Nice bayramlara eş, dost,hısım , akraba ! Böyle daha güzel nasılsa....


** Sen ne zaman baksan gökyüzüne toz pembe görürsün bulutları.. Bense ne varsa onu.


** Haps oldum o gözlerde, gönül kapında köle. İşte böyle mutluyum esaretimle.


** Hayır hasenat çarşısı gibi gözlerin.


** Nasılda sevindi martılarım. Uçuşup duruyorlar başımda. Neler anlatıyorlar nerden bilirsiniz. Dansa davet eder gibiler.


** " Ben ! Ben !" diye bağırıyor teninde ki ben'ler ..


** Yazar; fikr- i sabite ve her şart ve şekilde sadece değişmeyen fanatik, militan kendi görüşündekilere değil, değişik görüştekilere de hitap edebilme yeteneğinde olmalıdır. Böylece kimliği ne olursa olsun kartvizindeki sıfatın hakkını vermiş olur.


** Sadece kendi fikir ve görüşlerinde olanlara hitap eden yazar ve çizerler asla ulusal yazar ve çizer kabul edilemez.


** İkileme düşmüşseniz; çelişkeli ve tutarsız görünmemek için bekleyin.


 

( Yaşam Heybemden - 94 - başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 14.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.