Onlar...
Bizler gibi geldi
Kimi aklına, kimi zaafına itibar etti
Heves
Öyle bir şeydi ki
Nefis en zayıf anda sinsice çekerdi
Kimisi
Erdeme, fazilete
Kimiside aklıselimden uzak bir halde
Nede olsa
Akıl ve irade onlarındı
Bir hesap vaktine kadar hak tanınmıştı
Nefsin ise
Ölümsüzlüğe ihtirasla
Bağlılığı aşikardı, ilahlık arzusu saklıydı
Ancak
İnsan olmak farkındalıktı
İnsanlaşan kudretin sahibine kul olandı
Umudu
Akidesine göre inşa eden
Hak ve hakikat yolundan taviz vermeyen
Her ne
Yapar ve özellikle hizmet
Adına cumhurun vicdanını ihlas yaparsa
Şirk
Ve nifaktan, tefrikadan
Emin olarak hak rızasına sevdalanmışsa
Onlardan
Geriye kalan her silinmez iz
İbret olarak idrakler de her an yer alacaktır
Hiç...
Üzülme, gam etme
Gözyaşlarım dinmiyor diye yeisi seçme
Kimi
Melaller suskundur
Onların ümitlerini hüzün vurur dertlenme
Fani
Adına ne kadar
Arzu, heves için ah edip boynunu bükme
Yeter ki
Sen gayret et, bekleme
Aczi yete sığınarak zemheriyi davet etme
Sabır
Nedir şöyle bir sual eyle
Edep ve azimet halin içindir, ondan geçme
Her
Hevesini yaşasan
Şen şakrak kahkaha atarak zevke adansan
Ruhun
Vicdanın, kalbin ve
Aklın için marifet sayma, nefsine bir baksana
Ne kadar
Şehnaz vaziyet almış
Her halükarda zafiyet için bahane hazırlamış
Sanki
O hadsiz ve sinsi nefsin
Ruhunu vicdanını aklını kendine şartlandırmış
Mustafa Cilasun