Vefasız
hal bilmez Leyla elinden;
Mecnun
dara düşer çöl kayıp kayıp…
Bir gün
eksik olmaz matem dilinden;
Bülbül
figan eyler gül kayıp kayıp…
Damlaya
muhtaçken gönül pınarı;
Sızlar
yüreğimin sensiz kenarı;
Kökünden
devrilir umut çınarı;
Çiçek
boyun büker dal kayıp kayıp…
Parmaklar
ucunda tütün sarısı;
Kayboldu
canımın öbür yarısı;
Medet
kovanında sabır arısı;
Petek
boyun büker bal kayıp kayıp…
Gerek
yok düşünü yormaya amma;
Nerdesin
diyerek sormaya amma;
Sarmaya
hevesli sarmaya amma;
Kollar
boyun büker el kayıp kayıp…
Çeker
mi türküler, kalan nazını;
Kışa
kurban giden öksüz yazını;
İndirsen
duvardan yetim sazını;
Mızrap
boyun büker tel kayıp kayıp…
Gündüzün
koynunda gezer gecesi;
Vurulup
düşerken sevda hecesi;
Özleme
seslenir bütün lehçesi;
Dudak
boyun büker dil kayıp kayıp…
Ölümdür
hasretin ikiz kardeşi;
Beklemek
vuslatın dul kalan eşi;
Geçerken
yılların üçüyle – beşi;
Fincan
boyun büker fal kayıp kayıp…
Menzile
varınca eğilir başlar;
Toplanır
başına tüm arkadaşlar;
Kirpik
kıyısında bekleşir yaşlar;
Tabut
boyun büker sal kayıp kayıp…
Bahtına
küs olan birdaha gülmez;
Yaş
döker aşığın, yaşını silmez;
Yârinden
ayrılan uykuyu bilmez;
Yastık
boyun büker kul kayıp kayıp…
Ali
ALTINLI – 20.10.2017
Saat:
07:40