Acı kahveydi tepesi
Sarısıydı kıvrılıp bükülen
Saçı olabildiğince gürdü
Uzundu o gün küpesi
Esiyordu bozkır havası
Alabildiğince özgürdü
Sigarayla bir iyiydi arası
Önemsizdi masaya dökülen
Sen vefasızı usulen sorası


Birden tuttu yavru kediyi öpesi
Korktu onun için düşerken
Seninkini nasıl güldürdü
Kışın acıtıyordu hani yarası
Zor okunuyordu ki aşkın esamesi
Işıkları yaktılar erken erken
Sanki ortalık biraz karardı
Kalkıp ardından yürüdü
Malum sıkışırdı nefesi
Sonbahar külliyen zarardı


İlk kadehi kısa sürdü
Yoktu o her şeye tebessüm etmesi
Mavi kazağı yanılmıyorsam dardı
Küçücük bir yerdi sökülen
Hiç açılmadı ayrılık meselesi
Sustu sanki maziye duvar ördü
Hazan hanginize yaradı
Malum o yangının senesi
Üç bardak rakı anca söndürdü


Tanıştığınız gün kadar hoştu
İçeri giren alıntı bir rüzgârdı
Doluydu mekanın her köşesi
Birileri tabure aradı
Hele üç lambası loştu
Etmezdi yandakilerin dördü
Senin o bir tanesi
Elleri mi korkmayasın boştu
Bir zamanlar yüzüğüne ölürdü



Şuydu buydu derken
Kasım akşamı soğuktu orası
Müzisyenler nedense bir coştu
Bu kapıyı artık kim açardı
Kemancıydı o ara diz çöken
sanırım az sarhoştu
Hani şarkınızı bilse çalardı
( Sen Vefasızı Sorası başlıklı yazı burak1907 tarafından 8.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.