İçlendiğim kadar içerliyorum,
İçselleştirdiklerime binaen
yoksunlaşıyorum,
Yosun tutan gözlerimdeki küfü bile
mimlerken,
Kuraklığın kanatlarında göçebe
varlığımla
Gökten nasipleniyorum,
Belli ki sonbahardan sızan hüznü
yumrukluyorum aklım sıra,
Defolu kimliğin de dokunduğu
yalnızlıkla
Büyüyorum yine ıssızlığın
kuytularında.
Kayıt dışı sevdaların tutanağı sadece
yüksündüğümle
Yüzümü çevirdiğim;
Kanıtların ehli sağduyumda sadece
ölüm emri
Yine aklım sıra;
Adilane bildiğim ömrün tutsağı
hicivden nasiplendiğim
Sonra da hoyrat bir tını ile
Sakinleşmeye meyyal
En hazin fatura
Ödemek ne kelime
Ödünlerimden bile sorumlu iken;
Ölmek yine rehavetin konuşlandığı
Karanlık odalarda
Bir minvalmişçesine bir de
Meramı olmayan dertlerin haznesinde;
En derin çığlık.
Sözüm ona mutluluğun dokunacağı;
Sözsüz cümlelerin suskunluğuna mil
çektiğim;
Karambola giden hükümlerin de
ıskaladığı
Benlik haritamda
En aykırı uç
Saf tuttuğum değil de
Saflığımla avunduğum;
Hani olur da;
Kanıksadıklarıma kanarım ömür boyu
Hem de ne için, demenin bile bedeli
var iken;
Demediklerime kılıf geçiren.
Sözden ırağım kaç zaman;
Kendimden bile yoksunum;
Kendilerden müteşekkil sığlarında
gönül haritamın
En mağdur beyanıyım
Yine tozlu yollardan geçmektense
Toz duman edildiğim o lahitte
Bin bir heceden ziyade
Birlik timsali bir mağdurum
Yine içimin hezeyanlarında;
Yine dışımın beyanında;
Yine, demekten yorgun düştüğüm
Ömrün vebalinde
Korumacı kim ise,
Solunda tutuklu olmayı yeğlediğim
Bir çocuk hüviyetiyle
Kayıp gitmenin bile mesuliyeti
Yine kayıp bir bedende…