Hastaydı dünden
geçti yatışı
O
telefona ne çok gülmüştü
Bilindikse de bardağı karıştırışı
İnce belli
sıcacıktı birinden hatıra
Saçı zar
zor örülmüştü
Ayaz dışarıda
özenirken satıra
Sanırım aklında
vefasızın naaşı
O birisi kaç
kez ölmüştü
Yine tutmuştu
ki kesilesi başı
O ara
yatsı ezanıydı okunan
Yaşı
geçkin bir rüzgâr süzülmüştü
Ruhuna
öyle böyle usulca dokunan
Sıradandı
koptu kopacak gözyaşı
O geceye
mahsus kısa sürmüştü
Islaktı
hani ellilik kaldırım taşı
Eve yetiştiyse
de ucu ucuna
Sokak
lambası buluta küsmüştü
Hiç
pervane düşmemişti avucuna
Malum
uzundur Eskişehir kışı
O gün
soğuktu nasıl üşümüştü
Hatırda
mahzun bir kahve bakışı
Demine
daha çok vardı çayın
Vakit
erkendi onu düşünmüştü
Siz yine
de eskiyi açmayın
Bir eksikti
nedense masumluğu takışı
Akşam yorgundu
çokça yürümüştü
Ezberiydi
kendini yola atışı
Bir
fazlaydı bazılarının yokluğu
Yağmurda o
defter kaçıncıya dürülmüştü
Sormayın
öylesineymiş işte çocukluğu