''Ölüme dikkatini yitirmiş bir uygarlık
içindeyiz. Ölümün yeter bir vaiz olduğunu unutmuş bir uygarlık.''
Sezai Karakoç
Uygarlığımız bin yıllardan beri
gelişiyor, gelişirken de hayatını kolaylaştıracak bir takım aletler icat
ediyor. Her ne kadar teknolojiyi kullanıp, aletler icat etse de, kendi ırkını
yok edecek silahlarda icat etmekten geri kalmıyor insanoğlu... Ta Habil Kabil
olayından başlayan birbirini öldürme, yok etme işlemi, şu ihtiyar dünyamızda azalmadan,
bilakis çoğalarak devam ediyor. Duracağı da yok gibi görünüyor.
Bakıyorsunuz, bu gün dünyanın en büyük
silah şirketleri emperyalist devletlerin topraklarında, çekinmeden, utanmadan,
sıkılmadan insanları yok edecek her türlü konvansiyonel ve nükleer silahı
üretiyorlar. Fabrikalarında binlerce erkek ve bayan çalışıyor işçi ya da
yönetici olarak. Ölüm Fabrikaları da denilebilir bunlara... Bu fabrikalarda
silah doğuyor, her doğan silah binlerce can alıyor. Kimi uçak oluyor, kimi tank
oluyor, kimi makineli tüfek, kimi el bombası, kimi nükleer bomba, onların her
doğumu, insanın ve insanlığın ölümü demek...
Acıma duygusunu yitirmiş bir Batı
Uygarlığı ve bu uygarlığa üye on beş yirmi tane ülke kendi çıkarları için,
başlarında emperyalist Sam Amca, dünyanın anasını ağlatıyor. Çocukların,
kadınların yaşama sevinçlerini ipotek altına alıyor...
Irak'da köpekler ile saldırdığınız
mazlumlar. Orta Doğu'da fitne sokup birbirlerine kırdırdığınız halklar. Altın
için, petrol için sömürdüğünüz milletler şimdiye kadar, çoluk çocuk, kadın
erkek bir çok insanlarını kaybettiler... Evet, Sezai Karakoç üstadın dediği
gibi ''Ölüme dikkatini yitirmiş bir uygarlık içindeyiz.'' Vahşiler, caniler,
öldürdükleri insanların, Müslümanların üstüne ayaklarını basıp şarap içerken,
naralar atıyorlar. Unuttukları bir şey, ölüm onlara da var ''Her Nefis ölümü
tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.'' ayeti gereği...
Bir Hadis-i Şerif'de ''Nasıl yaşarsanız
öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.'' buyuruyor peygamberimiz
Hazreti Muhammed sav. Bu dünyada zalim olarak yaşadıysanız, ahirette de zalim
olarak dirileceksiniz unutmayın. Kimseye haksızlık yapılmayacağını da Rabbım
bildiriyor o yüce Kur'an da İSRA-71: ''Biz o gün bütün insanları önderleri ile
birlikte huzurumuza çağıracağız. Kimin kitabı (amel defteri) sağ taraftan
verilirse, onlar kitaplarını sevinerek okurlar ve kıl kadar bir haksızlığa
uğramazlar.)''
Bir gün mutlaka sizi bulacak ölümü
düşünmeden hayatlarını, zamanlarını harman savuran ey gafiller topluluğu, silah
şirketlerinin kalın göbekli patronları, yol yakınken kötülükten ve dünyaya
kötülük saçmaktan vazgeçin. Hiç acıtmıyor mu içinizi, o denizlerde boğulan
mülteci çocuklar, kadınlar... Sizin çocuklarınız sıcacık evlerinde pasta,
dondurma yerken Afrika'da açlıktan ölümü bekleyen çocuklar ruhunuzda fırtınalar
koparmıyor ise, gidin biraz insanlığınızı sorgulayın derim...
Bir araştırmada savaş için harcanan
paraların, insani yardım için harcanan paralardan 130 kat daha fazla olduğu
bildirildi... Ne kadar ibretlik bir durum ve gerçekten bir o kadar da vahim. O
paralar açlığı yok etmek için kullanılacak olsa, fakirlik ve açlık büyük ölçüde
ortadan kalkacak... Hangi kıta da olursa olsun, insanların yüzleri gülecek...
Zaman çok hızlı geçiyor ve tabi o silah
şirketlerinin patronları, o katliam emirlerini veren devletlerin başında ki
devlet adamları, birçoklarınız yaşlandınız, bir ayağınız çukurda... Bazı eski
canilerin ölmeden önce, senelerce süründüğünü, ölmek için o hiç dikkate
almadıkları Tanrıya yalvardıklarını mutlaka duymuşsunuzdur. Zamanında sizi
terbiye etmeyi beceremeyen ölümden kaçamadınız, şimdi de terbiyenizi ahirette
kim bilir kimlere bırakacaksınız, içinde acı olan bir yaşanmışlıkla...