kahve ve şair...








 gün kızılın her tonuyla soyunurken geceye
 yüzümde imbat esintisi, koynumda İzmir



 masam pasaport'ta                                                                                                                                                    kalemim yüreğime aport ta
 kağıdım ise en telaşında kıpır, cilveli mi cilveli


 elimi kalemimin beline doladım dolamasına da
 İzmir'i yazsam  olmaz, olmaz çünkü İzmir kitaplara sığmaz


derken masamda bitiverdi bol köpüklü Türk kahvem
tamam dedim ya işte bu
ben höpürdetip içtikçe kalemim de yol aldı kağıdımın o cilveli tenine sessizce


mis gibi kokusuna yaslandığımız

üç vakitlerin gölgesinde fallandığımız

kırk yıllık hatırına dostluklar kuşandığımız

yanık bakışlarında kokusuna gizlendiğimiz

kahve bildiğimiz kahvedir aslında


değişen nedir biliyor musun şair
ruhumuzun filtresinden süzüldükten sonraki tadı


eğer,
gülüşlerini takıp takıştırmışsan gökkuşağına
hayatın tüm renkleri sardıysa sımsıkı belini
içtiğin kahvenin köpüğünde yüzer mutluluk
ve dudağının kıyısına düşer küçük bir tebessüm


eğer,
kederli rüzgarlar esiyorsa limanlarına
ruhun yelken açmışsa hüzün dolu rotalara
içtiğin kahvenin telvesine karışır yüreğinin acısı
ve gözlerinin kıyısına düşer küçük bir gözyaşı


ey şair,
yine sancılandı kalemin
bak,
yine bir şiir doğdu, nargile kokulu pasaport akşamlarında


adı kahve ve şair olsun mu

olsun olsun...











ilhanaşıcı

( Kahve Ve Şair... başlıklı yazı ilhanaşıcı tarafından 24.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.