Ayaz
gözyaşı düşüre düşüre
Bir gelir
sokakların toz yutası
Nedense
ekim kasım arasıdır
Ayrılık
bir sokulur durmaksızın
Yakışır
hani özlem Eskişehir’e
,
Bir
eksiği beyazın tutası
Gecesine o
keder uyutmaksızın
Bir
bakışına dünden avare
Siyah sanki
sadece karasıdır
Güya aşka
inanmaksızın
Bulunmaz
ya bir emare
,
Yaprağın
rüzgâra sarılması
Zannetme
ha bir hazan kavgasıdır
Akşamüstü
bizim şehre
Yalnızlık
oturup kalası
Yağmur
iner de ansızın
Adamın
tek dostu rakısıdır
,
Bir de
bahara nazire
Gök
kubbenin yarılası
Aman
usulca sorun bu şaire
Pek azsa
da güze darılması
Son
yudumu almaksızın
Der mi
bir vefasızın
Eylülde
hazin raksıdır
,
Gidenin
haberi olmaksızın
Mısralar
öyle ki güz bedduası
Uzanır
usulen tahtadan teneşire
Hani
iflah olmaz yarası
Şöyle
derine açmaksızın
Hasret
dönüverir neştere
Son
arzusu üç kadeh kırasıdır
Masada
bir düşer gözleri şiire
Yanağından
dem vurası
Kimseyi o
saatte yormaksızın
İki kez
tam sırasıdır