Yasa ve yönetmelikle engellilere tanınan toplu taşıma
araçlarını ücretsiz kullanım hakkı açıkça böyle diyor. Ancak yukarıda
açıkladığım yasa ve yönetmeliği okuyunca engelli vatandaşların elinde bulunan
engel oranı yazılı Engelli Kimlik Kartı (eski veya yeni fark etmiyor) ve engel
oranı yazılı nüfus cüzdanlarıyla Türkiye genelinde ki belediyelere ait ve
belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu
taşıma araçlarını ücret ödemeksizin kullanabileceği görülmektedir.
Gelin görün ki yukarıda belirttiğim yasa
maddeleriyle verilen bu hak illerin genelinde de yasada belirtildiği gibi belediyeler
tarafından tam olarak uygulanmamaktadır.
Çünkü engelli vatandaşların elinde bulunan Engelli Kimlik Kartı ya da nüfus cüzdanları olması yetmiyor bir de belediyeler tarafından verilen kartları almak gerekiyor. Yani anlayacağınız yasaların verdiği ve uygulanmasını zorunlu kıldığı bu hak belediyeler tarafından görmezden geliniyor ve hemen hemen tüm belediyeler ayrı ayrı kartlar veriyor.
Belediyelerin verdiği kartlardan bir kaçının
adı şöyle. Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya Kart, Bartın Belediyesi Akıllı
Engelli Kart, Çınarcık Belediyesi Akıllı Kart, Denizli Büyükşehir Belediyesi
Denizli Kart, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Kart, Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi Engelli Kart, Malatya Büyükşehir Belediyesi Engelli Kartı, Manisa
Büyükşehir Belediyesi Manisa Kart, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Trabzon Kart adıyla
vermektedirler. Hemen hemen her belediye de kendine ait ayrı bir kart
uygulaması yapmaktadır.
Belediyelerin verdikleri kartları almak istemediğinizde ve elinizdeki Engelli Kimlik Kartı ile araçlara binmek istediğinizde ise bazı duyarsız sürücüler tarafından sizlere sürekli sorun çıkartıyorlar. Araçlara bindiğinizde yasaların size verdiği hakkı kullanarak elinizdeki Engelli Kimlik Kartını sürücülere göstermeye kalktığınızda vay halinize sizin. Araç içerisindeki kalabalığın ortasında sürücünün sarf ettiği sözlerle renkten renge girer, kızarır bozarır ve ezilerek bir avuç içi kadar kaldığınızı hissederdiniz.
Kalabalığın ortasında işittiğiniz sözlerle gururunuzun kırılmasıyla bindiğinize bineceğinize pişman olursunuz. Engelli olduğunuz için devletin vermiş olduğu yasal hakkınızdan dolayı sizi hakir görerek bu sorunu yaşatanlara lanetler okursunuz.
Malatya’da oturan bir engelli gerek tedavi
gerekse de başka bir nedenle Ankara’ya ya da İstanbul’a gittiğinde oradaki
ulaşım araçlarından faydalanabilmek amacıyla mutlaka gittiği şehrin belediyesi
tarafından verilen kartı almak zorundadır. Başka bir şehirde oturan
engellilerin de Malatya’ya gelmesi halinde mutlaka belediye tarafından verilen
kartı almak zorundadır.
Durum böyle olunca üzerinizde taşıyacağınız
kartlar sırasıyla kimlik kartınız, ehliyetiniz varsa ehliyet, banka kartınız,
engelli kimlik kartınız, yaşadığınız şehrin ulaşım kartı, gittiğiniz şehirlerde
alacağınız ulaşım kartlarıdır. Birkaç günlüğüne başka şehre gitmek zorunda
kalan engellilere bu şekilde sorun yaşatılması doğru mu sizce?
Belediyelerin vermekte ısrar ettiği kartlarla
ilgili kendilerince haklı gerekçeleri olabilir. Araca binerken validatörlere
okutulan kartlarla yolcular hakkında istatistikî bilgi edinme başta olmak üzere
birçok gerekçeleri olabilir. Gerekçelerinde haklı olabilirler ancak bu haklı
olmaları onların engellilere sorun yaşatmaları anlamına gelemez. Engelli Kimlik
Kartlarının validatörlere okutulacak gibi bir sistem yapılması için Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ilgili diğer bakanlıklar nezdinde girişimde
bulunabilir ve böylece bu sorun tüm ülkede çözüme kavuşur. Hem kendileri hem de
engelli vatandaşlar rahata kavuşur.
Konu ulaşım araçlarıyla ilgili olunca diğer
bir sorunu da belirtmek istiyorum. Bildiğiniz gibi çıkarılan tüm yasaların
birinci amacı engelli vatandaşların bir başkasının yardımına muhtaç olmadan
bağımsızca yaşamasını ve hayatını devam ettirmesini sağlamaya yöneliktir. Özellikle
bu konuda daha iyi uygulamalar yapılabilmesi amacıyla Anayasamızın eşitlikle
ilgili 10.Maddesiyle engellilere pozitif ayrımcılık yapılması getirilmiştir.
Anayasa ile pozitif ayrımcılık getirilmiş
olsa da bu konuda da sorunlar yaşanmaktadır. Daha önce ki yazılarımda toplu
taşıma araçlarında yaşanan sorunlara değinmiştim. Özellikle de tekerlekli
sandalyeli engellilerin araçlara binip inmesinde kullanılan asansör ya da
rampalar nedense halen otomatik yerine manüel olarak yapılmaktadır. Belediyelerde
ısrarla manüel sistemli araç almaya devam etmektedirler. Oysa aldıkları manüel
sistemli araçlara biran önce son vererek otomatik sistemli araçları alarak
engellilerin tamamen bağımsız hale gelmelerini sağlamalılar.
Sözün özü olarak, şimdi buradan belediye
başkanlarının tamamına seslenerek sormak istiyorum. Engellilere yaşattığınız bu
sorunların yasal dayanağı var mıdır? Varsa hangi yasalar olduğunu açıklar
mısınız? Sizlerin uygulamaya koyduğu ve alınmasını şart koştuğunuz kartlarla
ilgili aldığınız belediye meclis kararlarınız TBMM tarafından çıkarılan kanunlardan
daha mı üstte? Anayasa ile getirilen pozitif ayrımcılık denildiğinde aklınıza
ne geliyor? Hepimizin amacı engelsiz bir Türkiye yaratmak olduğuna göre neden
çözümü basit olan konuları biran evvel çözüme kavuşturmuyorsunuz? Şimdi gelelim
beni şaşırtan ve hayretlere düşüren olayın özüne. Ülke genelinde büyükşehir belediyeleri
başta olmak üzere il ve ilçe belediyelerinin büyük çoğunluğu hükümete bağlı
partiden olmasına rağmen nedense bağlı oldukları parti tarafından çıkarılan bu
yasaları uygulamazlar. İşte buna bir anlam veremiyorum. Diğer partilere bağlı
belediyelerinde uyması gerekiyor ancak onlara öncülük etmesi gereken iktidar
partisine bağlı belediyeler olması gerekmiyor mu? Bilmem yanlış mı düşünüyorum…