rüyalarım sana kör ufalar gibi gökkuşağını yedi yerinden yedi renge kırıldı düşüm sana eksik uyandım düşün, sana susuz, sana az ışıkların yıkadığı yüzün tarifsiz beyaz
nurdan bir nehircesine aktı geceden güne değdi kamaştı şarkın sarı düşüklerine gündüz dedin anlatıldı bitti bu vakte değin leyla’dan çok bilen bir oryantalistin babil masalları
isterdim ki seninle güneşin seyrine isfahan’da düşelim bir fars şairini gözlerine ezip yıldızları gömelim güne
gencevi duysa pek dilhun olurdu ah benim hanım sevgilim ama mecnun ölmese bu hangi mesnevi? bu hasrete yazılan bu kesif kelimelerin ağlama bu parıldayan yaşlar yanağında bu ne süreğen defin
ben yine yatar uyurum, ay yine asılır oraya ellerini unuturum zühal’i boyadığın maviyi dudaklarını unuturum beklenmedik bir kırmızıyı susup sessizliği kan diye kenetlediğin en mühimi de saçların -çıldırtan sarı bir zaman parmaklarımdan akan güneş ırmağı
tanrı dinliyorsa pek müteessir olur ah benim hanım sevgilim şimdi bileklerimde dönen bu neşter heyecanı intihar değil hatıranla izah edilebilir basit bir şiirdir boynumda seğirip duran bu urgan sancısı infaz değil vuslatla açıklanabilir o sarışın esrimedir
( Sarışın Esrime başlıklı yazı Emre Yılmaz tarafından 18.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.