kendi ölümünü kabullenen bir kalbin
yani ateşin tam orta yerinde
emanetimdin 
haklı bul kendini gidip kaybettiğin yerde
bak söz açmış kanatlarını
buğulu vede ıslak 
hani dönüşü var eden koymuşsa yokluğu
günahın boynuma
sensizlik sanki cehennem


düşün beni 
ki
sensizliğim her gün bıçak gibi dayanır kemiğime
geçiyorsun 
bir vakit duvar 
bir vakit kör
bir vakit sağır
taş değil inan
acı yerinde dahada ağır

ne diye bilirsin ki yalnızlığın soğuk yüzüne




bazen kalbinde ki 
ne kadarda uzaktır insanın kendine
üzüldüğünü söyleyemezsin 
incindiğini de 
sevmek vazgeçmekse hangi harften kavuşacağız 
ey söz sen söylesene

hiçliğin ağırlığı omuzlarım da 
ben çıkınca aradan kırık bir ayna da 
ne dündeyim artık ne de yarında
sadece ardından sürükleniyorum dolmayan bir boşluğa
gün olur senden sorulur bu âh unutma


gözbebeğime ateş gibi değdiğin yerde
ay şahidim ve gece
küllerin süzülürdü yanağımdan savrulmuş bir ömre


yazmazsam şayet
derdim içimi zaptediyor
dibine vurduğum mısralardan düşüyorum her şiirde ayak izlerine


dünya üstüne geldikçe 
insan daha çok göçüyor kendi içine
yüzümü döke döke 
adını yüreğime astım son kez


sevmek mi 
ölüm kokan
bir yaz yağmuru artık sadece
( İnsan Ağlamayıda Hak Etmeli başlıklı yazı ACZ tarafından 21.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.