Okul da O nu herkes tanırdı.Okulumuzun basketbol takımının yıldızıydı.Okula geldimi herkes O na yakın olmak isterdi.Son oynadığı maçım yorumunu alırlardı.Okulumuzunda en uzun boylu kızıydı.Ama spordaki başarısını derslerinde gösterimiyordu, maçlarda gösterdiği başarılardan dolayı öğretmenlerde o na zayıf not vermek istemiyordu.

Yıl sonunda zorda olsa diplomasını almışdı.Ama bir yüksek okulu kazanamadı.Bu yüzden ,bir spor külübünde basketbolcu olmak istiyordu.Ailesi bu kararınını bir türlü onaylamadı.Bir boşlukta kalmışdı.
Ailesi bir yakınları aracılığıyla O nu Avusturalya`ya gönderdi.
Gidiş o gidiş aradan uzun yıllar geçti.Yıllar sonra aklına memleketi düşdü,saçları ağarmış,yorgun.büyük bir özlemle memleketine geldi.

Yoğun bir iç hesaplaşma yaşıyordu,heryer değişmişdi ;şehir,insanlar,okul,sanki başka bir diyara gelmiş gibi hissetti kendini.
O kadar şehrin yabancısıdıki;nereden hatıralarını yakalayacağını düşünüyordu.

Heyecanla yıllar önce ayrıldığı okulunun önüne geldi.Okul binası hatırlamakda zorlandı.Zira okula yapılan ilavelerle daha genişlemişdi.Okulun bahçesine girdi.Sanki hiç yaşamamış gibi.Kimsecikler o nu tanımıyordu.Eski görkemli günlerini düşündü; sayı rekortmeni Esmeray "seni kimse tanımıyor "diye iç geçirdi.Öğretmenlerle konuşmak istedi sonra vaz geçti.

Akrabalarından yalnız SUNA öğretmeni tanıyordu .Alelacele O nu buldu.
Avusturalya'ya gittiğinde çiçeği burnunda öğretmen olan Suna öğretmen;şimdi emekliydi.

Bütün tanıdıklarını o na sora bilirdi.Sarıldılar ;hasret kaplamışdı her yanını halalarını dayılarını.amcalarını sordu;
-"Onlar öleli yıllar oldu" cevabını alınca daha hüzünlendi
_mezarlığa beni götürürmüsün? diye bildi kısık bir sesle
-hemen gitmeliyiz dedi,
Emekli Suna öğretmen mezardaki yakınlarını gösterdi.Bu arada yağmurda yağmaya başlamışdı.Giderken bıraktığı yakınları,çoçukluğunda O nu seven yakınlarından uzak kalması o na çok dokunmuşdu. Yağmur hızını artırıyordu,bir ağlama krizine tutulmuşdu. Mezarlığa yüz üstü uzandı.ağladı, ağladı Suna öğretmenin;

"-haydi gidelim " sesi ile kendine geldi.

Gitmek ve kalmak arasında kararsızdı.İşi evi artık yaban ellerdeydi.
Geçmişe dönük bir hatıra bulamadı,ama her yerde bir şarkıyı dinlemişdi"gitme kal bu şehirde" defalarca dinledi,ah biri bana; Gitme kal bu şehirde diye bilse"diye kendi kendine söylendi.


( Gitme Kal Bu Şehirde başlıklı yazı M.Filizman tarafından 19.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.