Kimi pul biriktirir kimi katıksız
hüzün…
Küllerin renginde derinlerin mabedi,
Ölümden doğan hüzün
O titrek ışık.
Aşkın kelamsız mevsimi
Belki’leri tokuşturan bir hezimet,
Yana taralı saçı özlemin.
Hep yarım,
Her yarın;
Kayıp da düzlemde
Çekiştirirken eteklerini şiirin
En şirin tebessüm
Mağlup geldiğim olmasa da çok ayıp:
Belki kifayetsizliğim,
Belki kırdığım zincirlerim,
Kalburüstü meziyetlerim
Verdiğim her yetim düşte
Haykıran nefesi ömrün:
Kıyama duran bir selam
Almayan kim ise
Farz bildiğim elbet
Sunduğum her beyan.
Yine gönül gözümde,
Benlik bir mevsim
Üzerimde kırmızı paltom
Yaşım var yok on:
Ne kadın ne çocuk diyenlerden
Çaldığım sazan misali bir meram:
Edindiğim ufkun
Göz hizasında tutukluyum sadece:
Sadece Tanrı ve ben,
Sunumu ne ise dünden razıyım
Yeter ki
Susmasın dilim
Bir de çocuk öfkem,
Kim ise peşimde
Saçımdan çeken:
Biri kardeşim biri sıra arkadaşım
Köhne koridorlarında
Eski okulun.
Yine hezeyandan uzak bir hayal
Sadece düşlerimde eşleştiğim mutluluk
Ve kirli ellerimden dolayı
Annemden yediğim zılgıt
Olmasa da çok derin,
Bana öğüdü:
Saklı tut sesini
Ve koru asaletini:
Başımızın tacısın göz bebeğim:
İlk yavrum, kutsalım,
Andım, aşkım:
Önce Allah sonra sen,
Diyen bir yürekten taşan
O bitimsiz heyecana ve sevgiye tutsak
Yanı başımda iki insan…
Dirliğimde saklıyım
Dindiğimde tutukluyum
Sevdiğim için de çok mutluyum:
Ta ezelden
Dünya çökene değin
Hatta çöktüğünü bildiğim günbegün
Uzağındayım işte her şeyden
Ve herkesten.
Umurumda mı yoksa
Bunca eziyet
Benden bana yakın
Bana aşkı anlat anne, dediğim o gün:
Gözlerimde pırıltı
Annemin billur sesi:
Sevginin ta kendisi bir tanem:
Seni sevdiğimiz kadar asilsin
Gözettiğimiz can pınarımız;
Varlığınla mutluyuz
Herkesten çok çok öte;
Çocuğumuzsun ve hep de
Çocuk kalacaksın,
Demenin mahareti
İşte ufkumda hep gözlemlediğim
Dünümde saklı tuttuğum,
Tutulduğum her aşk
Tutunduğum her dal
Tutsaklığımız çok önceden…
Ölümüne sevdiğim bunca insandan
Bana uzanan:
Kâh bir sopa
Kâh bir kaya
Yine ayağımın takıldığı
Cehennem olsa da dört yanım
İçimdeki çocuksu sevgiyi
İhanet etmeden Rabbime
Gömmeden dünümü
Yarınımda saklıyım sanırım
An’ımda kaldığımdan bile çok öte
Anıldığım hangi zihniyetse
Yine kör bir kurşun
Adil bildiğim düzenin
Varsın olsun
İlk kölesiyim, demenin bile
Yok bir mahsuru:
Ne ilk ne son olmayı dilediğim de
değil
Edindiğim mertebede
Serildiğim aşk yüklü rahlede
Dokunulmazlığımı veren Yaratan
Dokunduğumu bildiğim her yürekte
Açtığımı biliyorum
Ne de olsa adım babamdan miras
Ekinde sevginin gücü:
Sevdiğim kadar sevilmediğim ne malum
Yoksa diri tutmayı nasıl becerirdim
Hayallerimden çok öte?
Kavuşmayı dilediğim bir O:
En ilkeli ve adilane varlığın da
Olmaz mı hikmeti, demekten öte
Andığımı biliyor
İçimdeki o derin huzur
Her ne kadar yansam da
Derdin ateşiyle:
Yanılmasın kimse bunca hüzne
Dirildiğimde hepten arınacağım
Ne de olsa benliğin tesellisi
Gerçi dünden yarına
Serildiğim yolda
En yakın sırdaşım olsa da hüzün ve
elem.
Mutluyum ben aşk dilinde
Mutlak güçlerin değil
Sadece O’nun varlığındaki ateşin
Sönmez asla feri.
Kıblemde tutukluyum aşka,
Aşka koşulluyum batılında ömrün
Kaybettiğim değil
Kazandığım tek gerçek
Ne de olsa bu günden sonrası elzem
Gördüğümü değil
Görmek dilediğimi sevdiğim de
En yürekli temenni
Hele ki;
Bir kez tatmışken sevginin
Hüzünle olan nemini
Gözden damlayan değil
Gönülde kaynayan bir kazan,
Anladığım değil
Anlatmak istediğimden bile muafım
Sözün kerameti
Bir kez kesişti mi yüreğin neferi
ile.