ölesiye inandım

 




adam gibi çıktığınız yollarda adamlıktan çıktığınız oldu mu hiç, sevmenin sınırlarını zorladığınız anlarda bir fahişe kadar yorulduğunuz oldu mu ya da müebbet yedi mi çocukluğunuz bu izbe şehrin beton zindanlarında…

 




bir tetiğe dokunmak kadar ince bir çizgidir hayat

ve ben bu ince  çizgideki tek eşkıya geçiştim

soluk yüzlü bir aynada unutulmuş eksik bir bakıştım aslında

 

 

geceler kadar uzun ve karanlık

fahişeler kadar yorgunum

 


yara bere,

parça parça bir kentte çıkmaz sokak adresim yine

 


gecelerim zindan

zihnimin duvarlarında tırnak izlerim

düşlerim sorgusuz kurşunlanmış

delik deşik doğuyorum  şafakların rahminden

 


gözlerim susuz toprak

yutkunamadığım son bir nefes hala üzerimde

geçmişim namlulara sürülü

barut kokuyor mahzenlerimdeki yarınlar

beynimde kopuyor limansız fırtınalar

 


yalnızlık rehberim

acı arkadaşım

gölgem sırdaşım oldu tenhalarımda

 


saymadım,
sayamadım daha kaç ölüm var içimde


ve ben sürgünler boyu ölesiye inandım

şiire,

aşk a ve en çok ta ölüme


 

biliyorum az sonra yine sensizliği vuracak zaman

ve ben bu gece de başucumda yalnız öleceğim

 


gölgem bile kendimden kayıpken

hiçbir Tanrı aramasın beni…

 

 

 



ilhanaşıcıekimikibinonbeş

 

( Ölesiye İnandım başlıklı yazı ilhanaşıcı tarafından 12.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.