Nidaların saklandığı satır araları,
Atar damarın kesik ve derin hicvi
Yine gönül gözünde kopan bir
fırtınaya
Müdahil ömrün seyrine vakıf
Aşkın damasız hüznü
Yüreğin sefil beyanı
Bir perdeden çok fazla
Söylenmemiş sözcüklerin
Ödenmeyen kefareti…
Hanidir uzağında,
Hanidir uzvunda bir eksik,
Ritminde hayatın kopuk bir düğme
Doğan o hengâmede
Aşkın resmigeçit yaptığı
Her şiirden nasiplenip;
Her aşktan nem kapıp;
Yalnızlığın asaletine sığınıp
Sığınmakla kalmayıp dertop olmuş
Bir kelamda zifti yüreğin de mi?
Koptukça dünyadan ifşası
Hüznün,
Hem de en kederli yalan
Söyleyemediklerim.
Bir nüans hakim kılan,
Bir talan olmazın oluru;
Üç beş imgeye sığdırdıklarınla
Yetinmeyi bilmeden
Sevginin celbine duyduğun inancı
Heba etmeden şu evrende
Bir başına siftindiğin
Vakur gölgende oynaşan
İsyanlarla kucak kucağa
Aslında ettiğin her yeminde
Çarpıldığın yine yalanları ile
Hâkim kılınan zulmün de
En mağdur yalnızı…
Bilmez misin sen oysa
Mazlum ile Yaratan arasında
Olmaz asla perde,
Diyen kitabın gücüne vakıf
Teyellediğin her acıyı demleyip
Rahvan yetilerinde
Bileğinin gücünden nasiplenip
Yüreğinle yaşadığın kadarsın
Demek mademki en büyük meziyet:
Vazgeçme asla kendinden
Sevdikçe çoğaldığına dair
Haznende kabaran yürek yürek.
Benlik nasıl ki vakur ve pervasız
Dünya gözüyle sevmekten gayri
Ne ıslah eder ki kötüyü ve yalanı
Ve derbeder demlendiğini saklamadan
Hazanla büyüyen şu sarmaşık
Sarıldıkça kopamadığın toprağından.