Bir insanın gönlü nereye meyl ederse ayakları orada iz yapar..."Âşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları akmasaydı,dünyada suda olmazdı ateşte..." Âşkın yaktığı gönülleri,dostun bir gülümsemesi,maşukun bir selamı söndürür...

Çoraklanmış sineleri gönülden gelen bir içlenme,içlenmenin terennümü olan bir damla gözyaşı yeşertir. Sevgiliye giden yol çile yoludur. O yolda çekilen her kahır pişirir aşığı.Hamlık sığından, pişme kıvamına gelen âşık yanarak çoğalır,çoğaldıkça yayılır,yayıldıkça yok olur.Yokluk varlığın başlangıcıdır,varlık hakkın bir kapısıdır.O kapıya gönül tek başına gidemez,ona o yolu bilen gönül yoldaşı,haldaşı gerekir...

Masivadan masivaya götürecek,emmare çöplüğünden,levvame ve mütmaine makamlarına çıkarıp,perişan gönülü sultan eyleyecek o haldaştır ."İnsanın toprağı âşk şebnemi ile yoğruldu.Ruhun damarına âşkın neşteri vuruldu .Ondan akan damlaya gönül dediler..." Gönülde maksat muhabbettir,muhabbet Hz.Muhammed’e giden yoldur. Hz.Muhammed’in yolu âşk yoludur. O yola çıkan yolcu çok hazırlıklı olmalıdır. O yola çıkan insan bu dünyada ki en büyük sırdır. İnsanın var oluş sırrını aşikâr etmek için âşk ateşine ihtiyaç vardır.İnsan tabiatının gizliliklerini ortaya çıkarmak için derin muhabbet ve yoğun özlem gerek,yani hayatın sırrını açıklamak için âşk gerek...Âşkın hikayesini,durmaksızın feryad eden bülbüle değil,sessiz sedasız can veren pervanelere sormak gerek...diye haykırır âşkın asumanında kanatsız uçan gönül sahipleri...

Âşık olmak için ölümün bir diriliş olduğunu, ölmeden evvel ölmenin gerektiğini bilmek gerek...Âşk, sevgili uğruna meşakkat çekmek,o uğura baş koymaktır.Tıpkı Şems’i Tebriz’in Hz.Mevlana âşkına başını vermesi gibi.
Âşk ızdıraptan lezzet alabilmektir. Ateş üstünde Habbab olmaktır. 
Âşk,kızgın kumlarda sevdiği uğruna çile çeken Bilâl olmaktır.

Âşk, sevgilinin uğruna delikteki yılana parmağını koymaktır. Sevgili ne derse doğru diyebilmektir aşk... Âşk, malının mülkünün tamamını sevgili uğruna verebilmektir...
Âşk, Hz.Ebubekir olmaktır. Âşk, onulmaz yarada sabır,merhamette umman,edepte Hz.Osman olmaktır...Sevgilinin yolunda hiç bir sapma göstermeden hakkı tutup kaldırmak,adaleti sağlamaktır.Öldürmeye gittiğin yolda dirilmektir âşk...
O yolda Hz.Ömer olmaktır.Mücadele,fedakarlık ve ilim sahibi olmaktır âşk...
Âşk, Allah’ın aslanı olmaktır tıpkı Hz.Ali gibi. Görünüşlere takılmak, zahiri aşamamak âşkı öldürür.
Ne diyor Hz Mevlana;"Yandık,yakıldık ama hüzünden yana asla yakınmadık

Ne de olsa biz, mahzun bir Peygamberin ümmeti değilmiyiz? 
Hüzün taze tutar âşk yarasını.
Yaramdan da hoşum,yârimden de..." 
Âşk,onu doğurmak,onu hamur gibi yoğurmaktır.
Âşk,gönlü mahpusluktan kurtarıp,azat etmektir...
Âşk,sevgili kalk gidelim dediğinde nereye dememektir.

Âşk, onu her halinden dem haline getirebilmektir...
( Âşkın Dem Hali başlıklı yazı AZİZ REMZİ tarafından 13.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.