** Aşığın yüreğinde hem ateş yanar hem de fırtına kopar. O nedenle de bu aşk ateşi kolay kolay sönmez, hatta tersine giderek alevlenir.

** Denizin gelgitlerinin zararı kıyıyadır; aşkın da âşığadır. Ama ne kıyı ne de âşık bu durumdan şikâyetçidir.

** Aşk yağmurunun şemsiyesi satılmaz. Hoş, satılsa da müşteri bulamaz.

** Aşk hakkında konuşmuş olmak, aşkı bilmiş olmak ve yaşamış olmak demek değildir.

** Saygı ve sadakat aşkın can suyudur; saygısızlık ve ihanet ise zehridir.

** Öldüren aşka, ben aşk demem!

** Âşığın cümlelerinin çoğunun sonunda soru işareti vardır. Çünkü “Gelecek mi, gitti mi, ne istiyor, nasıl, sevdi mi” gibi sorular hep aklındadır.

** Gerçek âşık, vuslattan da ayrılıktan da zevk alır.

** Âşıklar, görünmeyen insan olduklarını bile düşünebilecek kadar aptallaşabilirler.

** Bana papatyayı verin, gülü âşıklara bırakıyorum.

** Yüreğinde kuş çırpınışı yoksa boşuna umutlanma, sen âşık değilsin.

** ‘Hak’ka âşık olan, ‘can’a da âşıktır.

** Sensizlik beni kahrediyor, ya bensizlik seni?

** Sevdiğini, âşık olduğunu söylüyorsun ama senin kanatların yok. Hadi canım sen de, aşk kim sen kim?

** İki kalbi birbirine bağlayan kanalın suyu, aşkın mutluluk gözyaşıdır.

** Uğranılmayan limanların, önlerinden geçip giden gemilere el sallamaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktur.

** Denize karışmış nehir, artık nehir değildir; denizdir.

** “Ben ona hiç bakar mıyım?” diyordu, fakat şimdi gözlerini bir an için bile olsa ondan ayıramıyor.

** Kalbime bir misafir gibi girip, sonra da sessizce çıkıp gideceksen boşuna zahmet etme.

** Hasretlik vuslata, vuslat da ayrılığa gebedir.

** Günümüzde o kadar çok Leylasız Mecnun ve Mecnunsuz Leyla var ki….

** O beni unutmuş, lakin ben onu unutmayı unuttum.

** Seni görmediğinden yakınma! Yüreğini ver, bir de öyle baksın.

** Ben vazgeçmediğim sürece sen, vazgeçilmezlerin kraliçesisin.

** Seni aklım siliyor; kalbim ısrarla yazıyor. Biri silgi, diğeri kalem… Sanırım silgi daha önce tükenecek.

** Sen bakıyorsun ama görmüyorsun, diyor. Doğru söylüyor. Çünkü gözümün önünde hep o dururken başka şeyleri nasıl görebilirim?

** Gece nöbetleri tuttum senin için, oysa sen beklediğimden habersizdin.

** Sen varken yanımda, gecenin siyahı bile gözüme beyaz görünüyor.

** Aklınla seversen belki de âşık değilsin, yüreğinle seversen kesinlikle deli divanesin.

** Ayrılırken bana dedi ki: “Sen artık benim için hiçbir şeysin!” Oysa o, benim için artık sadece bir defa okuduğum eski bir kitaptı.

** Kim bilir kaç kere tövbe etti aşka, kaç kere bozdu tövbesini… Her defasında “Bu son!” dedi son olmayacağını bile bile…

** Baktım ki onun yüreği kocaman bir okyanus, benimki ise küçücük bir dere. Sonra da anladım neden beni fark etmediğini…

** Aşkı göklere çıkarmak, alçaklardakilerin ona ulaşmasını engellemektir ki; bu bence büyük bir haksızlıktır.

** Eğer yüreğin de oradan ayrılmadıysa ben buna ayrılık diyemem!

** Geldin, bir şey değişmedi; gittin, gene değişen bir şey yok. Keşke zahmet edip de gelmeseydin!

** Sensizliğe kapalı yollar, en kötü yollardır. Bu yüzden benim de o yollarla zaten işim olmaz.

** Hâlâ beni arıyormuş, zaten ayrılırken “Ben seni ararım.” Demişti!

** Duygularının dizginleri kişinin kendi elinde olsaydı, hiç onların esiri olur muydu?

** Anahtarın açamadığı kapılar vardır, tatlı dilin açamayacağı kapı yoktur.

** Onunla aramızda binlerce kilometre varmış; hadi canım sen de, o hep bende ve hep benimle, yanı başımda.

** Bitmeyeceğini sandığımız gecenin sabahı, en güzel sabahtır.

** ”O, beni baştan çıkardı.” Diyorsun. Hayır, sen baştan çıktın.

** Benim için sen bir denklemsin çözemediğim, senin için ise ben tembel bir öğrenci öğretemediğin.

** Ben sendeyim, sen de bende; o ise hem sende hem de bende.

** Gürültü koparan aşkların, gerçek aşk olup olmadığından şüphe duymak gerekir.

** Aşk aynı zamanda bir beyin işi olmasaydı, en büyük âşıklar en küçük beyinliler arasından da çıkardı.

** Aşkı hiç kimseye sorma. Çünkü sana anlatamazlar. Git yaşa!

** Zenginin zinası bile aşk sayılırken, fakirin aşkı bile suçtur.

** Ayrılık, aşk ateşinin körüğüdür. Peki, vuslat nedir?

** Evet biliyorum, sen hep benim aklımdasın. Fakat benim aklım hiçbir zaman başımda değil ki.

** Aşk acısını anlatıyor, ama hiç âşık olmamış.

** Çok iyi aşk hikâyeleri anlatan ya da yazan; çok büyük aşklar yaşamış değildir.

** Aşkının mezarını kazan, aşkının reklamını yapandan daima üstündür.

** Aşkta kusur olmaz; varsa onun adı kusur değil ihanettir.

** Ayrılık vakti gelip çattığında, ya susulur ya da gürültü patırtı kopartılır. Hangisi daha güzel? Daha doğrusu ayrılığa yakışan hangisi?

** Hayatta şikâyetçi olmayacağımız bir hırsız var: Kalbimizi çalan.

** Sana senin gözünle bakıyorum; daha ne yapayım?

**Yolun uzunluğu ve zorluğu aşk yolcusunu ilgilendirmez.

**Başkalarının aşkı ay tutulması ise, kişinin kendi aşkı güneş tutulmasıdır.

**Aşk, “Bir varmış bir yokmuş”la değil “Onu seviyorum”la başlayan tatlı bir masalmış.

**Ses geldi göklerden, ışık geldi sonsuz uzaklardan; karşılığında sevgim, aşkım alındı; kefaret çok ağır ödendi, ama doğrusu değdi...

**Şarap testisini getirme bana ey güzel; gönlüm o aşk şarabından zaten mest! Vereceksen bana şarap değil, kalbinin köşesinden bir yer ver!

**Kalbinin canlılığını sanki ellerime almış gibiyim. Senin kokunu duyuyorum, ciğerlerim sevinçli; vücudunu okşuyorum, ellerim heyecanlı; tenin tenime değiyor, vücudum duyarlı. Ruhlarımız, vücutlarımız tek oluyor bütünlük etrafında. Bu mu aşk, bu mu sevgi, bu mu mutluluk, bu mu orgazm? Hayır, bunlardan öte bir şey var titreyen sinirlerimin içinde... Çünkü güzele, düzenliliğe giden bir yoldayız birlik içinde...

**Bazı aşklarda noktayı koyduktan sonra bomboş bir sayfa kalır. Bazı aşklarda noktayı koyduktan sonra satırbaşı yapıp yazmaya devam edilir. Bazı aşklarda ise noktayı koyduktan sonra yazmak istersin ama sayfa bitmiş olur!

**Aşk çokça konuşulur, ama nedense çok az yaşanır!

**Başının üzerine sevda bulutu geldiyse, az sonra da aşk yağmuru yağacaktır.

**Dikkat ettim de aşkla en çok uğraşanlar; aşkı hiç tatmamışlar, yaşamamışlar.

**Aşkı deniz olarak kabul edip de, balık olmayı istemeyecek âşık var mıdır?

**Davet et insanları iyiliğe, güzelliğe, mutluluğa, aşka. Bakalım kaç kişi bu davetine uyup da gelecek?

**Fazla alçakgönüllü olursan, bazıları seni alçaltmaya çalışabilirler.

**Onlarca apartman yapmışsın, ama ne yazık ki bir gönül yapamamışsın.

**Gözünle baktın göremedin mi? Bir de gönül gözünle dene; mutlaka göreceksin, tabii bakmayı bilirsen!

*Gönül defterini doldurmaya bazen tek bir kişi yeterken, bazen de onlarca kişi olduğu halde hâlâ bomboş görünür.

**Sabrın çoğu gönülde, birazı dilde, birazı da eldedir.

ORUÇ BABA

( Aşk Ve Gönül Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 20.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.