Sokaklarda oynayan en son nesil
bizdik sanırım. Şimdilerde artık sokaklarda oynayan ne çocuk kaldı, ne de sokak
oyunları... Hani o naylon topların ikisini iç içe geçirip de tuğlalardan kale
oluşturup çift kale maç yaptığımız günler... Bir de susardık o maçları
yaptıktan sonra, bahçe sulayan Kazım Amcanın hortumuna dayayıp ağzımızı lıkır
lıkır su içerdik eve bile gitmeden...
Ah be saklambaç, bir de kukalı saklambaç vardı, ah be körebe, ah be uzun eşek,
ah be yağ satarım bal satarım... Ne çabuk unuttuk biz sizleri... Ne çabuk
çektiniz gittiniz... Yaz geceleri komşuların bahçe duvarlarına oturur gece
yarılarına kadar sohbet ederdik... Kulaktan kulağa oynardık bazen. Arkadaşlarımızı
çekiştirirdik... Gizli gizli sigara içerdik, sonrada kokmasın ağzımız diye
naneli sakız arardık sağda solda...
Evlerimizde bile çocuklarımız ile eşimiz ile sohbet etmez, edemez olduk. Aile
içi iletişim de televizyonların, dizilerin, bilgisayarların kurbanı oldu...
Herkesin kendi dizisi kendi televizyon programı var, her evde de iki üç büyüklü
küçüklü televizyon olunca, ancak mutfağa su içmeye gittiğimizde ya da tuvalet
için ayağa kalktığımız da koridorlarda karşılaşırsak konuştuğumuz hepsi iki kelime
''Ne haber oğlum/kızım nasıl gidiyor?'' Haliyle cevap da çok kısa ''Ne olsun
iyilik.'' Çok üşenmezler ise iyilik kelimesinin peşine bir de sağlığı takıp
''İyilik sağlık da diyorlar.''
Çocuklarımız çoğu zaman hesap soramıyoruz. Hemen alınıyorlar küsüyorlar... El
bebek gül bebek büyüyorlar. Çoğusu refah içinde, sobalı ev bile görmediler,
sıkıntısını çekmediler ana babaları gibi o sıkıntılı yılların... Her istekleri
yerine geliyor. Onun içinde yokluk bilmiyorlar, sabır nedir hiç uğramıyor
yanlarına...
Mafyavari televizyon dizileri çocuklarımıza ve bizlere hiç bir şey vermediği
gibi, toplumda suç oranlarının artmasına da, üzülerek söylüyorum katkı
yapıyor... Bol bol topluma psikopat ve sosyopat yetişiyor bu diziler
sayesinde... Hiç kimse masal anlatmasın bana, yok efendim bu diziler yurdun
gerçeklerini anlatıyormuş da, yok efendim ders çıkarmalı imişiz de bu
dizilerden... Sadece dizi oyuncuları cukkayı götürüyor, reklamcılar ile
birlikte tabi ki... Senin ve çocuklarının psikolojisini bozuyormuş, onlar için
hiç bir önemi yok...
Eskiden hanımların pastalı börekli, paralı günleri vardı... Sanırım şimdilerde
de devam ediyor bu günler biraz azalarak da olsa... Konuşurlar da konuşurlar
hanımlar. Şimdilerde de cep telefonlarını ellerine alıp mesajlaşmaktan fırsat
bulurlarsa arada sohbet edip pasta börekleri de hominigırtlak götürüyorlar...
Bir kere toplum asosyal oldu mu, sonrasında o başta ki a'yı atıp da tekrar
sosyal olmaya çalışmak çok zor diyeyim yani...