.
Vakit tamamdır
Bekleyişin saçlarını besmeleyle tarar yağmur
Bulanık mırıldanma olur uzaktaki yangının isi
Gökyüzünün yırtığından boşalır bin ah
Ve kapanır parantezlerin hepsi
Tüm yağmurların gurbetidir çöl
Darağacında sallanır maviden devşirme damlalar
Kuytularda çürür bir avuç nane kokusu
Aklın salıncaklarında titrer ümit
Ve iflah olmaz gökkuşağının renksizlik korkusu
Bezgin duruşlar aşındırır gölgeleri
Harmanlanır göğsümüzün varoşlarındaki nefes
Tülbentlerden süzülür sınanmış doğrular
Titrer daldaki son yaprak
Ve mübâh düşlerde cevabı incitir sorular
Susar aks-i sada
Kemikten zar olur bekleyiş
Her kuşku nagihan yakalanır perçeminden
Ve dört köşeli mezarlardan yayılır inleyiş
Yarasını dağlar bir meczub
Morga döner sineler
Nazarlıksız sükuta kurulur örümcekli pusu
İmâ ile anlatır ardına bakmadan göçen kırlangıç
Ağlamanın da vardır bir namusu
Tırnak içinde yaşanır öksüz hayat
Avare çöllerde büyür uzak bilinen yakınlık
Zindan sarmalına döner zaman
Ve göğün duvarına musallat olur aşkınlık
Aylardan ocaktır
Baharın süt dişlerini kırsa da ayaz
Damlanın hıncını alır seller
Geçirgen cümlelerle başlar bir akıl tutulması
Ve ruha duş aldırır hayaller
Biter saklambaç
Buğulu camlardan yansır puslu görüntü
Kırılır topal kelimelerin lebbeyk’i
Ve bir ölünün toprağından sağılır amentü . . .
.
.
.
.
.
.