Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 5.02.2018
Okunma Sayısı : 873
Yorum Sayısı : 0

DİĞER YILDIZLARDA YAŞAM OLDUĞUNA DAİR AYETLER;

 

     Kâinatta tahmini 200 milyar galakside bulunan 200 milyar yıldızın pek çoğunda aşağıdaki ayetlerde de belirtildiği gibi hayat olduğu belirtilmektedir. Bunlar şeklen farklı dahi olsalar, bizim gibi insanlardır. Bunlar bizden daha ileri teknolojide, bizim teknolojimize eş  ve  bizden  daha  geri  teknolojilere  sahip  yaşam olan dünyalara  sahiptirler. Bu dünyalardaki gelişmişlik, onların geçirmiş oldukları atom savaşları üzerinden geçen  zamanla orantılıdır. Bu yüzden en son atom savaşının üzerinden en uzun zaman geçen yıldızlardaki insanlar en gelişmiş teknolojiye sahiptirler. Bu ileri teknoloji dünyalardaki  insanlar  çoktan ışık ötesi hızlara sahip uzay gemileri yapmışlar ve galaksiler arası yolculuklar yapmaktadırlar. Bu arada bizim dünyamıza da gelmektedirler. Bazen insanlar çıplak gözlerle bizim bu UFO adını vermiş olduğumuz uzay gemilerine şahit olmakta ve onların resimlerini çekmektedirler. Ve yine son zamanlarda uzay alimleri bizim dünyamıza benzeyen milyonlarca uzaklıkta  hayat olan yeni dünyaları keşfetmektedirler. Dünya ilminin gözlemlerle daha yeni  vakıf olduğu bu olay, 1400 sene evvel Kur’an’ı kerimde ayetlerle bize haber verilmiştir. Dünyamız da tarihte bu teknolojik gelişmelere şahit olunan devirler geçirmiştir. Fakat bu medeniyetler aniden kıtaları ile beraber hiçbir iz bırakmadan yok olmuşlardır. Bazı tarihi vesikalar bu Teorileri ilmen doğrulamaktadır.

30 / RUM – 26: Ve lehu men fîs semâvâti vel ard(ardı), kullun lehu kânitûn(kânitûne).

Ve göklerde ve yerde bulunan herkes, O'nundur. Hepsi O'na kanitindir.

22 / HAC – 18: E lem tera ennallâhe yescudu lehu men fis semâvâti ve men fîl ardı veş şemsu vel kameru ven nucûmu vel cibâlu veş şeceru ved devabbu ve kesîrun minen nâs(nâsi), ve kesîrun hakka aleyhil azâb(azâbu), ve men yuhinillâhu fe mâ lehu min mukrim(mukrimin), innallâhe yef’alu mâ yeşâ’(yeşâu).(SECDE ÂYETİ)

Göklerde ve yeryüzünde olan kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve (yürüyen) hayvanlar ve insanlardan çoğu; görmüyor musun (görmedin mi) ki Allah'a secde ediyorlar. (İnsanların) çoğunun üzerine azap hak oldu ve Allah, kimi zayıf düşürürse (alçaltırsa) artık ona ikram eden yoktur. Muhakkak ki Allah, dilediğini yapar.

17 / İSRA - 55 :Ve rabbuke a’lemu bi men fîs semâvâti vel ard(ardı), ve lekad faddalnâ ba’dan nebiyyîne alâ ba’dın ve âteynâ dâvude zebûrâ(zebûren).

Ve Rabbin, semalarda (7 kat göklerde) ve yeryüzünde olan kimseleri iyi bilir. Andolsun ki bir kısım nebîleri, diğerlerine üstün kıldık. Ve Davut (A.S)'a Zebur'u verdik.

19 / MERYEM – 93:İn kullu men fîs semâvâti vel ardı illâ âtir rahmâni abdâ(abden).

Semalarda ve yeryüzünde olan kimselerin hepsi, mutlaka Rahmân'a kul olarak gelecek.

16 / NAHL – 49: Ve lillâhi yescudu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı min dâbbetin vel melâiketu ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne). (SECDE ÂYETİ)

Semalarda olanlar ve yeryüzünde olan dabbelerin (yürüyen canlıların) hepsi ve melekler, Allah'a secde ederler. Ve onlar, kibirlenmezler.

5 / MAİDE - 120 Lillâhi mulkus semâvâti vel ardı ve mâ fîhin(fîhinne) ve huve alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların mülkü Allah'ındır. Ve O, herşeye kaadirdir.

44 / DUHAN - 7 Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ, in kuntum mûkinîn(mûkinîne).

Göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Eğer siz yakîn sahibi iseniz.

4 / NİSA - 131 Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı) ve lekad vassaynellezîne ûtûl kitâbe min kablikum ve iyyâkum enittekullâh(enittekullâhe) ve in tekfurû fe inne lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı) ve kânallâhu ganiyyen hamîdâ(hamîden).

Göklerdeki ve yerdeki herşey Allah'ındır ve andolsun ki Biz, sizden önce kitap verilenlere de, sizlere de “takva sahibi olun” diye tavsiye ettik. Eğer inkâr ederseniz, o zaman göklerdekiler de, yerdeki şeyler de hepsi Allah'ındır. Ve Allah, Ganî'dir ve Hamîd'dir. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır ve övgüye, hamde lâyık ol

17 / İSRA - 55 Ve rabbuke a’lemu bi men fîs semâvâti vel ard(ardı), ve lekad faddalnâ ba’dan nebiyyîne alâ ba’dın ve âteynâ dâvude zebûrâ(zebûren).

Ve Rabbin, semalarda (7 kat göklerde) ve yeryüzünde olan kimseleri iyi bilir. Andolsun ki bir kısım nebîleri, diğerlerine üstün kıldık. Ve Davut (A.S)'a Zebur'u verdik.

19 / MERYEM - 93 İn kullu men fîs semâvâti vel ardı illâ âtir rahmâni abdâ(abden).

Semalarda ve yeryüzünde olan kimselerin hepsi, mutlaka Rahmân'a kul olarak gelecek.

16 / NAHL - 49 Ve lillâhi yescudu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı min dâbbetin vel melâiketu ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne). (SECDE ÂYETİ)

Semalarda olanlar ve yeryüzünde olan dabbelerin (yürüyen canlıların) hepsi ve melekler, Allah'a secde ederler. Ve onlar, kibirlenmezler.

30 / RUM - 8 E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).

Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab'lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.

30 / RUM - 22 Ve min âyâtihî halkus semâvâti vel ardı vahtilâfu elsinetikum ve elvânikum, inne fî zâlike le âyâtin lil âlimîn(âlimîne).

Ve O'nun âyetlerindendir ki, gökleri ve yeri yaratmıştır ve lisanlarınız ve renkleriniz (birbirinden) farklıdır. Muhakkak ki bunda, âlimler için mutlaka âyetler (deliller) vardır.

20 / TAHA - 6 Lehu mâ fis semâvâti ve mâ fîl ardı ve mâ beynehumâ ve mâ tahtes serâ.

Semalarda ve arzda ve ikisinin arasında ve de nemli toprağın altında olanlar, O'nundur.

ve övgüye, hamde lâyık olandır.

13 / RAD - 15 Ve lillâhi yescudu men fis semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâl(âsâli). (SECDE ÂYETİ)

Yerdekiler ve göktekiler ve onların gölgeleri, sabah akşam, isteseler de istemeseler de Allah'a secde ederler. (Fizik vücutların gölgesi nefs ve ruhtur. Fizik vücutlar secde edince, nefsler de secde ederler. Ruh hasletleri ile isteyerek secde eder. Nefs, afetlerinden dolayı istemeyerek secde eder. Kişi Allah'a ulaşmayı dilemişse, nefs tezkiyesine ulaşınca; ağırlık Allah'ın nurlarına geçer. O zaman nefs de isteyerek secde eder.)

55 / RAHMAN - 29 Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin.

Göklerde ve yerde olanlar, O'ndan isterler (dilerler). O hergün (her an) bir şe'n (ayrı bir tecelli, yeni bir oluş) üzerindedir.

64 / TEGABUN - 4 Ya’lemu mâ fîs semâvâti vel ardı ve ya’lemu mâ tusirrûne ve mâ tu’linûn(tu’linûne), vallâhu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

Göklerde ve yerde olanları bilir. Ve gizlediklerinizi, açıkladıklarınızı bilir. Ve Allah, sadırlarda (gönüllerde) olanı en iyi bilendir.

10 / YUNUS - 66 E lâ inne lillâhi men fîs semâvâti ve men fîl ard(ardı), ve mâ yettebiullezîne yed'ûne min dûnillâhi şûrekâ(şûrekâe), in yettebiûne illez zanne ve in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).

Semalarda ve yeryüzünde olan kimseler muhakkak Allah'ındır, öyle değil mi? Allah'tan başka ortaklara dua edenler (ibadet edenler) neye tâbî oluyorlar? Ancak zanna tâbî olurlar ve onlar sadece tahmin ederler (yalan uydururlar).

37 / SAFFAT - 5 Rabbus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ ve rabbul meşârık(meşârıkı).

Göklerin, yerin ve ikisi arasında olanların Rabbidir. Ve doğuların (da) Rabbidir.

39 / ZUMER - 68 Ve nufiha fîs sûri fe saıka men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne).

Ve sur'a üfürülmüş, Allah'ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde olanlar ölmüşlerdir. Sonra ona (sur'a) bir defa daha üfürüldüğü zaman onlar ayağa kalkarak bakınırlar.

 

 

Allah razı olsun

 

Burhan AKSU

 

( Diğer Yıldızlarda Yaşam Olduğuna Dair Ayetler; başlıklı yazı mihrimah tarafından 5.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.