Onlar ki güneşi tutarlardı,
Hülyamsı bir tutkuyla ısınırdı kalpleri,
Hiç kimse bu kadar içten yalvarmamıştır göğün yüzüne,
Bulutlar bir araya gelip her seferinde ağlardı.
Onların geceden korktuğunu pek göremezsiniz,
Çünkü elleri hep bir ışık mesafesi uzaktaydı,
Yaşamla yan yana bulunurdu ruhları,
Onlar ölümün yakınlığından değil,
Sadece hayattan uzak kalmaktan kaçardı..
Bilemezsiniz..
Aşıklar böyle yapardı,
harabeye giren gün ışığının ansızın ürküttüğü kuşlar kadar,
Nedensiz olurdu gözyaşları,
Kimse görmezdi içlerinden ne geçtiğini,
Onlar ki kendini güvenmenin gizeminde saklardı,
Bulamazdınız...
Kader bile ne yapacağını yaşadıklarına sorardı...
Tabi biraz da yorardı...
parmaklarının arasında cıva incileri gibi kayıp giderken zaman,
Birlikte geçirdikleri anlara asla paha biçmediler,
Onlar ki dünyaya sevgililer,
Yüzlerini güneşe astıklarını göremezsiniz,
Ne yaşadıklarını bilemezsiniz,
Onlar ki her seferinde içlerine kaçardı,
Çünkü onlar herşeye rağmen,
Yalnızca birbilerine aşıktı...
Mehmet Çekiç
12.02.2018
( oh be sonunda... yazmak için en önemli şey okumak, okumak içinse istek, motive
Sözüm hala geçerli alırsam hece... bu benimle alakalı)