Zaman gülebiliyor hatta zehrinden dem vuruyor isyanın belki köreliyor umudun belki çapağında ömrün, dolduruşa geliyor iç sesin.

 


 

Bünyesinde şiirin kaynarken kazan dolusu niyaz,

Şerrinde iblisin

Donarken yürek yine kürediğin

Hep iç sesin

Sonu olsa da başını unutan bir araz.

 

İklimlerden sızan ara sıcağında ömrün

Kelepçesi yine yüreğin

Şakıyan bir bülbüle nazire edercesine

Şerh düştüğün her imgeyi

Sulh bildiğin

O kurumuş çeşme.

 

Şimdilerin dününden kaçırdığın

Haraç mezat anıların,

Yarınların ufkuna serdiğin

Yüreğinden bozma kırmızı halın:

Bir şerrin belki de ve günahlarını seven

Münafığın cübbesinden kopan

O siyah düğme

Yine hasbelkader yonttuğun kürede

Varsın dokunaklı bir son bellesin

Gelip geçen hayatın.

 

Deli fıtrat deli aşk deli gönül;

Kalp gözüne bir virgül

Bazen noktaları gizlediğin

Rotanda bir ünlem

Soruları unuttuğun

Cevapları da aşikâr hani

Yürek burkuldukça içine düştüğün

O gayya kuyusu:

Hatta mertebesinde aşkın,

Hezeyanı tetiklerken özlem

Kıblesinde maneviyatın

Bir Tanrı’dan yana duyduğun elem.

 

Kavuşamamanın acısı

Sirenlerinde yanıp sönen deli ferman

Solan yine yürekten dökülen bukle bukle

Anlatılmaz bir serzeniş

En çok da dününe ettiğin sitem.

 

Gözlerde ukde kalmış

Feri mi ömrün?

Geride kalmış kiri mi dünün?

Yankısı duyulmaz sesi mi sevdanın?

Yenik düştüğün mevsimden öte

Bir yolculuk mu hazanın ayak izi?

 

Doldukça çağlayan rahmeti nasıl görmezden gelirsin,

Demenin mecalinde

Hamdolsun demenin de meziyetinde

Şükrüne yakınsın

Derdini veren dermanını da gönderirmiş

Diyenlerin asla yalancısı olma

Derlediğin bil ki asla senin hikâyen değil:

Kaderin uzvunda rahmete dokunduğun kadarsın

Aslında kaybettiğin yarımından bile yarımsın

Yarını tetikleyen hangi peşrevi ise

Ömürlük sevdandan çalan zamandan

Kalan üç beş yalansın.

 

Kör düğümler,

Kor sevinçler,

Yetilerinde andığın rahmeti kucaklarken

Dokunduğun o lal şarkısın

Yine hicvinde dünün bir merhale

Kopup geldiğin iklimden

Kendi halinde bir ziyaret

Hakkın mahkemesi her an

Doğrudan yana.

 

( Hazanın Ayak İzi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 13.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.