Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 15.02.2018
Okunma Sayısı : 811
Yorum Sayısı : 0

EMANİYYE FAYDASIZ İLMİN SAHİPLERİ, DİNİNİZİ ALLAH’A MI ÖĞRETİYORSUNUZ?

          Ey Allah’ın ayetleriyle amel etmeyen ve alimlerin Allah’ın ayetlerini yalanlayan sözlerine itibar ederek onların sözlerini ayetlerinin önüne geçirenler…..! Allah’ın bundan habersiz olduğunu mu ? Zannediyorsunuz.  Allah’ın sözlerinin üzerinde bir söz olabilir mi? Haşa Allah bilmiyor veya unutmuş da din adamlarımı biliyor ki, Allah’ın yerine haramlar, helaller ve yasaklar ve dinde olmayan bidatler ihdas ederek dini zorlaştırıyorsunuz.

         Sahi dindarlık “dini daraltmak” mıdır?

49/HUCURÂT-16: Kul etualli mûnallâhe bi dînikum vallâhu ya’lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).
De ki: “Dîninizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Ve Allah, göklerde ve yerde olanı bilir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.”

          "Dîninizi Allah'a mı öğretiyorsunuz?" ifadesi, Bedevîler'in Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'e İslâm'a mugayir şeyler söyleyip kabul ettirmeye çalıştıklarını ifade ediyor. Allah her şeyi bilir.

         Peygamber Efendimiz s.a.v. hazretleri “dinde teferruata dalan mahfolmuştur” buyurmuşlardır.

          Allahütealâ Bakara Suresinde daha evvel Yahudilerin dinde teferruata daldıklarını ve bu yüzden perişan olduklarını ayetlerde bize örnek olarak bildirmiş ve bizim de eski ümmetler gibi teferruata dalmamızı yasaklamıştır.

2/BAKARA-67: Ve iz kâle mûsâ li kavmihî innallâhe ye’murukum en tezbehû bakarah(bakaraten), kâlû e tettehızunâ huzuvâ(huzuven), kâle eûzu billâhi en ekûne minel câhilîn(câhilîne).                                                                                                                                                Ve Musa (a.s) kavmine: “Muhakkak ki Allah sizin bir inek kesmenizi emrediyor.” demişti. (Onlar): “Bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. (Musa a.s) onlara: “Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım.” dedi.

          İsrail kavminden bir şahıs birisini öldürür ve suçu başkasına atar. Başkası da başkalarının üzerine... Böylece suçlu bir türlü bulunamaz. Bunu aydınlatmak üzere, Allahütealâ Hz. Musa'ya bir emir verir, Hz. Musa kavmine: "Allah sizin bir inek kesmenizi emrediyor." diye emri bildirir.

         Onlar da derler ki: "Bizimle alay mı ediyorsun?"

         Hz. Musa: "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım." diye cevap verir.

         Allahütealâ böylece bu sureye adını veren Bakara olayını anlatmaya başlar.

2/BAKARA-68: Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiy(hiye), kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun lâ fâridun ve lâ bikr(bikrun), avânun beyne zâlik(zalike) fef’alû mâ tu’merûn(tu’merune).                                                                                                                         (Onlar) dediler ki: “Bizim için Rabbine dua et, onun ne (vasıfta) olduğunu bize açıklasın.” (Musa a.s) dedi ki: “Muhakkak ki O (Allah) buyuruyor ki, o mutlaka ne genç, ne de yaşlı, ikisinin ortası yaşta bir inektir. Artık emrolunduğunuz şeyi yapın.”

          Hz. Musa ile kavmi arasındaki konuşmalardan bahsedilmektedir.

          Allah'ın emri, bir ineğin kesilmesidir ve kavim, Hz. Musa'ya ineğin vasıfları konusunda sualler sormaktadır.

2/BAKARA-69: Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ levnuhâ, kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun safrâu, fâkiun levnuhâ tesurrun nâzırîn(nâzirîne).                                                              (Onlar) dediler ki: “Bizim için Rabbine dua et , onun rengi nedir, bize açıklasın.” (Musa a.s) dedi ki: “Muhakkak ki O (Allah) buyuruyor ki, o mutlaka görenlerin hoşuna gidecek parlak sarı renkte bir inektir.”

          İsrail kavmi, Allahütealâ'dan ineğin vasfı konusunda bilgi almak istemektedir. Onlar sual sordukça Hz. Musa da Allahütealâ'dan aldığı cevapları iletmektedir.

          Parlak sarı renkte, görenlerin hoşuna gidecek türde bir inek istemektedir, Allahütealâ. İsrail kavmine bu açıklama yetmez. Allahütealâ'dan daha fazla açıklama isteyeceklerdir.

2/BAKARA-70: Kâlûd’u lenâ rabbeke yubeyyin lenâ mâ hiye, innel bakara teşâbehe aleynâ, ve innâ in şâallâhu le muhtedûn(muhtedûne).                                                                             (Onlar) dediler ki: “Bizim için Rabbine dua et, onun nasıl olduğunu bize açıklasın. Gerçekten o inek, bize göre, diğerlerine benziyor. Ve eğer Allah dilerse, muhakkak ki biz (kesilmesi emrolunan ineğe) mutlaka ulaşırız.”

          Hidayet, ulaşma anlamına gelen bir kelimedir.

          İsrail kavmi, sarı renkte birçok ineğin arasından Allah'ın istediğini bulabilmek konusunda Allah'ın açıklama yapmasını, ineğin neye benzediğini anlatmasını istiyorlar. Buradaki hidayet, ruhu Allah'a ulaştırmak değildir. Ulaşmak, sığıra ulaşmak anlamında kullanılmıştır.

2/BAKARA-71: Kâle innehu yekûlu innehâ bakaratun lâ zelûlun tusîrul arda ve lâ teskıl hars(harse), musellemetun lâ şiyete fîhâ kâlûl’âne ci’te bil hakk(hakkı), fe zebehûhâ ve mâ kâdû yef’alûn(yef’alûne).                                                                                                            (Musa a.s) dedi ki: “Muhakkak ki O (Allah), buyuruyor ki, o mutlaka boyunduruk altına alınmamış bir inektir. Toprağı sürmez, ekin sulamaz, salmadır, onda alaca (leke) yoktur.” Dediler ki: “İşte şimdi hakikati getirdin (tam tarifini yaptın).” Bunun üzerine onu (o vasıfta olan ineği bulup) kestiler. Ve az kalsın bunu yapmayacaklardı.

          Bu ayet-i kerimede, Hz. Musa, Allah'ın dediklerini, ineğin özelliklerini kavmine anlatıyor:

  • Seçilecek inek, henüz boyunduruk altına alınmamış olmalı.
  • Yeri sürmemiş, ekin sulamamış olmalı.
  • Salma, yani çifte koşulmamış olmalı.
  • Hiç alacası, lekesi olmamalı.
  •           İsrail kavmi açıklamalardan sonra vasıfları uymayan diğer sığırları birer birer devre dışı bırakıyorlar. O vasıftaki ineği kesip, kurban ediyorlar.

              Bu ineğin bulunması, kesilmesi bir sebebe vabesteydi. Bu sebebi Allahütealâ bundan sonra açıklamaktadır.

    2/BAKARA-72: Ve iz kateltum nefsen feddâre’tum fîhâ vallâhu muhricun mâ kuntum tektumûn(tektumûne).                                                                                                                          Ve siz, bir adam öldürmüştünüz sonra da (katilini saklayarak) onun hakkındaki (suçu) birbirinize yüklemiştiniz. (Oysa) Allah gizlemiş olduğunuz şeyi açığa çıkarandır.

              Öldürülen bir adamın katili için herkes birbirinden şüphelenmektedir. Gerçek katil ortaya çıkmaz. Oysa Allah, gizlenen şeyi açığa çıkarıcıdır.

              İnekle katilin ortaya çıkması arasındaki ilişkiyi 73. ayet açıklamaktadır.

    2/BAKARA-73: Fe kulnâdribûhu bi ba’dıhâ kezâlike yuhyîllâhul mevtâ ve yurîkum âyâtihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne).                                                                                               Bunun üzerine Biz: “Onun (ineğin) bir parçasıyla ona (öldürülen adama) vurun.” dedik. (O zaman ölen kişi dirilip katilini söyledi). Allah, işte böyle ölüleri diriltir ve size ayetlerini (kudretini) gösterir. Umulur ki böylece siz akıl edersiniz.

             İlk defa olayı haber verip, başkasının üzerine atan kişi, gerçek katildir. Allahütealâ, bizatihi öldürülen adamın ağzından katilin kim olduğunu açıklatmış ve böylece katili cezalandırmıştır. Ölü dirilince kendisini kimin öldürdüğünü söylemiştir. Ve böylece Allahütealâ insanların kendisini yakalayamayacağını zanneden katili, bizzat ölen kişinin yeniden diriltilmesiyle ve onun ağzından herkese ispat etmiştir. İnsanlar da birbirlerini boşuna suçlamış olduklarını görmüşlerdir. Seçilen ineğin bir parçasıyla ölüye vurduklarında ölü dirilmiştir. Bunların hepsi Allah'ın dizaynıdır ve ölünün dirilmesi mucizesidir. Allahütealâ böylece İsrail kavminin bir problemini, emrettiği ineğin kesilmesiyle çözmüştür.

             Buradaki önemli olan olay Allahütealâ 67.ci ayette Hz. Musa’nın Allah size bir inek kesmenizi emrediyor dediğinde teslim olup hemen bir inek kesmeleri gerekirken, ineği kesmemek için detaylara dalarak ineğin vasıfları konusunda zorlaştırıcı vasıflar istenmiş olmasıdır. Hatta bir rivayete göre bu kadar özel efsafta bir inek aranmış ve ülkede yalnızca bir tane bulunabilmiş. İneğin sahibi ise ineğe bedel olarak derisini dolduracak kadar altın istemiş ve bu bedel kendisine ödenmiş.

              Allah 71.ci ayette nerede ise kesmeyeceklerdi diyerek bunu işaret etmişlerdir.

     

    Allah razı olsun.

    Burhan AKSU

    ( Emaniyye Faydasız İlmin Sahipleri Dininizi Allaha Mı Öğretiyorsunuz başlıklı yazı mihrimah tarafından 15.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
    Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.