"Dupduru bakan ve dürüst konuşan herkesi seviyorum" Nietzsche.

Sevgili Nietzsche, duru bakışımı hadi kafa ve gönül gözünle görebildin diyelim; dürüst konuştuğumdan nasıl emin olacaksın? Konuştuğum şey hakkında ne biliyorsan o kadar emin olursun. Şimdi senin tam da bilmediğin konuda konuşuyorsam dürüstlüğümü asla ölçemezsin. Benim dürüstlüğüm senin algında ancak kendi dürüstlüğün kadar belirebilir. Bu yüzden demeliydin ki, "Bilincimin dürüstlük algısı ölçerinden geçecek biçimde konuşan herkesi seviyorum".

İşte tam da burada şeytanın sanatı araya girip sözü öyle büker ki kişinin dürüstlük ölçüsüne cuk oturtur. Ve insan aslında dürüst olmayan, sadece dürüst görünen kişiyi sevmiş olur. Yalancının hüneri dürüst konuştuğunu sandırmaktır; yalancılık, sadece doğru olmayanı konuşmak değildir; yalanı gerçeğin algı süsleriyle gizleme sanatıdır. Yalanlarını görebildiğim sürece, ben yalancıları da severim; onlar dürüstlerin değerini artırırlar. Dürüstlerin işi de sadece dürüst olmakla bitmez; yalancının mumunu söndürmek de dürüstlüğün yiğitliğindendir.

Öte yanda sözünün yalan olduğunu saklama çabası olmayan, yani açık yalanla konuşan kişi de bence dürüst konuşuyordur. Bu kişi ya sözünün gerçekliğine inanmıştır ya da dürüstçe benim saflığımı kendi nefsinin yararına işletmektedir. Böylesi yalancılardan nefret etmek yerine bilgiyi sorgusuz kabul eden budala saflığıma bozulmayı yeğlerim.

Muharrem Soyek
***
( Dürüst Ol Seveyim başlıklı yazı M. Soyek tarafından 15.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.