Efkârı dilemeyen ne olsun,
Demelerden geçtik geçeli de sevdik
hani.
Önce büyük harfleri
Ve büyüyen tarihlerde
Büyümeyi unuttuğumuz sakil maziyi.
Derindi hayat derindi hüzün
Derindi her kelam yine yazmaya dair.
Ser verdik sır verdik vereli
Gizemi tehir etti zaman
Hem de utanmadan zehretti hayatı
Bakıp bakmadan karşısındaki yetimin
Gözyaşına.
Bir ittifak belki bir son
Belki de yarım adaların toplaması
Hala nasıl oluyor da
Bir kıtaya çıkamıyorsa
Satır başı yaptığım hüznün bile
Yok iken şu satırlarda telaşı.
Uyuduk ve uyanmadık;
Uyutulduk ama uyutmadık
Uyruğunda bir gölgenin
Uyluğunda bir hecenin
En derin uğultuyu da baş tacı
belledik
Giden gittiği ile kaldı
Kalanların hepsi sağ ve sağlamdı
Ve bizimdi her biri:
Sakınırken gözden
Salınırken şiir şiir
Belki de en dokunaklı dizede kavuştuk
Birbirimize.
Bir şiir ve yetim bir günce
Bir de okuyan ile savrulduk
Derken savurduk nidaları:
Bir bir teyelledik heceleri
Başında aşka dair
Sonunda özlemi yâd edip
Koyduk noktayı da
Olmadı işte:
Bir nokta derken küçüldü dünyamız
Bir virgüle rast geldik ansızın
En derin sızıyı mühürledik şiire:
Aslında gazabıydı aşkın
Ve iltifatı yine şairce kimliğimizi
Teyit etmeden
Tehir ettik mutluluğu
Tenkit edilirken zaman zaman.
En ihlâslı yüreğe konduk kendimizce:
Bir şiir diledik en yalın,
Bir şair bildik bir de şairane bir
özlem
Başımızı soktuğumuz şu şiirin
çatısında
Bir tema uydurduk hayata göre:
Mutluluğun ve aşkın ittifakı
Yine gülümserken hece hece
Bazen ağlamayı meşk eyledik
Kaptık neşeyi derinden
Üç noktalı şiirlere göz koyduk
ezelden.
Şiirin gem’inde
Şairin ömründe
Hiç olmadığı kadar beyaza büründü
evren
Masumiyeti çağıran bir çocuğun
dilinde
Oyuncak olduk da ne oldu?
Sonlanmadan hayat
Sonu tehir edip
Yazılası onca şiirde
Diledik en iyi şiiri yazmayı:
Ne de olsa henüz yazmadığımız
Bir gizemdi
Şiirin teranesine
Kırmışken dümeni bir imge seyrinde.