Sevgili eşim;
Diyemedim diyeceklerimi bir dahaki sefere demiştim, ilk mektubumda.
Ama galiba yine diyemeyeceğim.
Biliyorsun bugünlerde şehit haberleri içimizde,
Bir volkan gibi patlıyor.
Anaların acısı, evlatların, gelinlerin acısı,
Milletçe  yüreğimizde,
Milletçe ağlıyoruz.

Dün Anacığıma bir mektup yazdım,
Epeyce dertleştim onunla.
Senin manevi yönün çok güçlüdür bilirsin.
Her halde duymuştur beni,
ve çok üzülmüştür.
Aslında niyetim ne onu, ne seni
Ne de bir başkasını üzmek değil.
Sen tanırsın eşini, karıncayı bile incitmek istemem.

İstemem de,
Şimdi ben nasıl sana sevdamdan bahsedeyim.
Nasıl söyleyeyim diyemediklerimi.
Bu sabah uykuda kalmışım duyamadım telefonunu.
Canım benim çok merak etmişsin beni.
Etmişsin de,
Bir düşünsene yavrusunu, eşini, anasını, babasını,
Kaybedenlerin durumunu.

Ateş düştüğü yeri yakarmış aşkım.
Biz Milletce çok güçlüyüz. 
Acılara dayanıklıyız.
Biz bu ülkede darbeler, Faşist Generaller gördük.
İşkencelerde lime lime doğrandık.
Ama yine direndik.
Biz Musta Kemal Atatürk önderliğinde,
Bir Kurtuluş Savaşı destanı yazdık, yıkamadılar yıkılmadık.

Nasıl da uyumuşum bu sabah rahat rahat.
Mehmetcik Afrin'de ölüm kalım mücadelesi verirken,
Kahraman Türk askeri bizim için savaşırken,
Ben nasıl da uyumuşum, seni merak ettirecek kadar.
Ev soğuk muydu bilmem.
Hani soğuk olsa ne olur.
Ya onlar, ya onlar nasıl mücadele ediyor karda kışta.
Ya o evlatlar...

Hani ilk mektubumda kalem uçuyor kağıt üstünde demiştim ya;
Şimdi yazmak öyle zor ki,
Öyle zor ki bir tanem, onları düşünüp yazmak.
Hani ilk mektubumda yüreğim kuş gibi çırpınıyor demiştim ya;
Şimdi çok acıyor sevdiğim.
Güzel yüzlüm, neşe kaynağım, dünüm, bugünüm, yarınım
Seninle doğan her yeni gün, yaşanmamış umutlara gebe de,
İçim yanıyor, içim...

Ben yine maviyle, yeşili,
Güneşi kucağıma veren sevdamı,
Akşam güneşimi,
Yani seni doyasıya yaşamak istiyorum.
İstiyorum da;
Fırsat vermiyor ki itler.
Uğursuzlar, hainler, vatan hainleri fırsat vermiyor ki.
Canlar ağlarken, ben nasıl güleyim...

Hayat devam ediyor
Ve ben seni çok, ama çok seviyorum.
Seviyorum da;
Sana sevda şiirleri yazarken utanıyorum.
Utanıyorum insanlığımdan,
İnsan olmayan insanların yüzünden.
Utanıyorum vatan hainlerinden.
Utanıyorum yedi veren çiçeğim.

Utanıyorum yurduma göz koyanlardan.
Küçücük kızlara, sabilere, tecavüz edenlerden.
Tacizcilerden, kadına zulmedenlerden.
Kendi öz evlatlarına göz koyan sapık babalardan.
Utanıyorum meleğim utanıyorum şeytanlardan.
Şimdi nasıl yaşamak güzel diyeyim?
Şimdi nasıl yarınlara umut besleyeyim?
Nasıl güleyim, nasıl?

Velhasıl,
Yine sana diyeceklerimi diyemedim.
Ama yine de umut gönlümüzün ekmeği.
Yazacağım elbet,
Sana da güzel günleri yazacağım.
Sesimin çıktığı kadar bağırarak
Seni seviyorum, Seni seviyorum...
Diyeceğim.

Mehmet Fikret ÜNALAN
19.02.2018 Saat 13.05
Güzelçamlı/Kuşadası




" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Nevin'e Mektuplar (2) başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 20.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.