ABD’NİN İLGİNÇ TEKLİFİ
Sömürgeci güçlerin en iyi bildikleri ve tarih boyunca uyguladıkları
yöntem, böl, parçala, yönet taktiğidir.
Bu yöntemle nice ülkelerin iç savaşlara
sürüklendiğini, bölünüp parçalandığını, hatta yıkıldığını, yüz binlerce masum insanın
öldürüldüğünü, evlerinin ocaklarının yakılıp yıkıldığını, işkence ve zulüm gördüğünü,
evlerini barklarını, yurtlarını terk edip mülteci durumuna düşürüldüğünü
hepimiz gördük, şahit olduk ve oluyoruz.
Günümüzde komşularımız Irak ve Suriye’nin başına gelenleri,
bütün dünyayla birlikte ibretle izliyoruz.
Keza Libya, Yemen, Sudan vb gibi ülkelerin başına
gelenleri de yediden yetmişe üzülerek her gün görüyor ve izliyoruz.
Bunlar sözünü ettiğimiz, işte bu sömürgeci, her
şeyleri menfaat üzerine kurulu olan güçlerin, insanlık dışı taktiklerinin ve
saldırılarının sonuçlarıdır.
Artık çok iyi bildiğimiz bu sömürgecilerin yöntem ve uygulamalarını,
bugün bu emperyalist devlet yetkililerinin söz ve açıklamalarıyla itiraf eder
hale geldiklerini de görüyoruz.
Gayri insani bir taktik olan böl, parçala ve yönet
yöntemiyle, hedef ülke halkları etnik, mezhebi, ekonomik, sosyal, kültürel vb
farklılıklar kullanılarak birbirine düşürülüyor.
Bu uygulamaları da kurdukları ve yönettikleri dönemsel
terör örgüleri vasıtasıyla yapıyorlar. EL KAİDE, DEAŞ, PKK/PYD gibi
Ardından çatışmalar başlatılıyor. Bir o gruptan, bir
diğer gruptan insanlar öldürülerek, iş kan davasına dönüştürülüyor. Karşılıklı
suikastlar, katliamlar yapılıyor veya yaptırılıyor.
Peşinden iç savaşlar çıkarılıyor. Sonra aynı ülkeler, teröre
karşı kurtarıcı ve demokrasi getirme rolüne bürünerek, hedefe koydukları
ülkeler işgal ediliyor, üsler kuruluyor, istedikleri insanları yönetime getirerek,
iliklerine kadar sömürüyorlar. Bu sömürgeci ülkeler, başta İngiltere olmak
üzere, bütün batılı ülkeler, Rusya ve ABD oldukça tecrübeli ve şaibelidirler.
Bütün bu anlattıklarımıza açık örnek olarak yakın
zamanda ABD savunma bakanı Jim Mattis’in, Türkiye savunma bakanı Sayın Nurettin
Canikli’ye yaptığı ilginç teklifte de görüldü.
Ne demiş Mattis, “PKK
ile YPG’yi ayrıştırıp savaştıralım.” Aslında bu teklif Türkiye’nin işine
yarayacak çok önemli bir tekliftir.
Bu teklif ayrıca ABD’nin, ben bunu siz dâhil, bütün
dünyada böyle uyguluyorum, işimi böyle yapıyorum demenin itirafıdır. Bu durum günümüzde
artık Türk halkının bilgisi dâhilindedir.
Ancak ABD’nin amacı, bu teklifle PKK/PYD/YPG terör
örgütünü ya da örgütlerini yok etmek değil, Türkiye’yi oyalamak ve güneyimizde oluşturmaya
çalıştığı yapay ve korsan devlete zaman kazandırmak amacı gütmektedir. Yoksa
elbette terör örgütlerini birbirine düşürmek ve “it’i it’e kırdırmak”
bakımından önemlidir.
Fakat ABD’nin bu zamana kadar verdiği sözlerin
arkasında durmadığı gibi, tam aksine Türkiye aleyhine eylemlerde bulunduğu da
kimsenin meçhulü değildir.
Teröre verdiği destekle, dünyanın süper gücünün
düştüğü hazin duruma bakın. Kocaman ABD, terör örgütleriyle işbirliği ve
ittifak yapıyor. Terörü ve teröristleri destekliyor. Hem de müttefikim ve dostum
dediği Türkiye’ye karşı.
Hatta ve hatta teröristlerden oluşan otuz bin kişilik
ordu kurmaktan bahsediyor utanmadan.
Bu durum gösteriyor ki, ABD’nin artık dünya
liderliğinden inişe doğru sürüklendiğini, sonun başlangıcına girdiğini
gösteriyor.
Devletlerle değil, terör örgütleriyle iş tutmaya
başladıysa bir ülke, o ülkenin ne güvenirliği söz konusu olur, ne dostluğuna
güvenilir, ne de sözlerine. Eee her çıkışın bir inişi vardır.
Gel de şimdi ABD savunma bakanı Mattis’in Türkiye’nin
lehine gibi görünen bu teklifine inan.
Emperyalist ve sömürgeci güçlerin uzun zamandır
Türkiye üzerinde uygulamaya çalışıp da başaramadıkları tamda buna benzer
emperyalist emel ve yöntemlerdir.
Bilindiği üzere 1970’li yıllarda sağcı solcu, faşist
komünist diye Türk gençliğini bölüp birbiriyle vuruşturdular. Bizimde
üniversitede okuduğumuz yıllara denk gelen bu dönemde, beş bin Türk genci
hayatının baharında yaşamını kaybetti. Böylece Türkiye de geleceğin mimarları
olacak genç beyinlerden maalesef mahrum bırakıldı.
Sağcı solcu çatışmalarından istedikleri sonucu
alamayan emperyalist güçler, bu defa Türk Kürt, Sünni alevi, ilerici gerici vb diye
ayrıştırmaya, bölüp parçalamaya çalıştılar. Bu arada Türkiye’yi İran’la ve
diğer komşularıyla savaşmaya zorladılar. Ama terör örgütlerini kurup kullanma
dışında, hiçbirisini doğru dürüst başaramadılar.
İnşallah bundan sonra da hiçbir zaman başaramayacaklardır.