ALLAH’IN
İNDİRDİĞİ KUTSAL KİTAPLARLA HÜKMETMEYENLERİN DURUMU
İnsanoğlu herhangi bir cihaz yapıyor ve
yanına kullanma talimatı ile garanti belgesini koyuyor. Ve garanti belgesindeki
şartlara uygun kullanmazsa garantinin geçerli olmayacağını ve cihazın arıza
yapabileceğini belirtiyor.
Allahütealâ da en mükemmel bir şekilde
insanı yaratmış, dünya ve ahirette nasıl mutlu olabileceği ile toplumun
huzurunun sağlanabilmesi için kurallarını ve garanti şartlarını tayin ettiği
Nebilere indirdiği ve kutsal kitaplarla insanlara bildirmiştir. Üstelik bir de benim
indirdiğim kitabım ile amel etmeyenler;
1- KAFİRLERDİR,
2- ZALİMLERDİR,
3- FASIKLARDIR
diyerek şekilde tehdit etmiştir.
5/MÂİDE-44:
İnnâ enzelnet tevrâte fîhâ huden ve nûr(nûrun), yahkumu bihen nebiyyûnellezîne
eslemû lillezîne hâdû ver rabbâniyyûne vel ahbâru bimestuhfizû min kitâbillâhi
ve kânû aleyhi şuhedâe, fe lâ tahşevûn nâse vahşevni ve lâ teşterû bi âyâtî
semenen kalîlâ(kalîlen) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul
kâfirûn(kâfirûne).
Muhakkak ki Tevrat'ı Biz indirdik, onda hidayet ve nur vardır. Kendileri
(Hakk'a) teslim olmuş peygamberler, Yahudilere, onunla hükmeder. Rabbanîler
(kendilerini Rabb'lerine adamış olanlar) ve Ahbar olanlar da (zahidler, Yahudi
âlimler, hahamlar) Allah'ın Kitab'ından korumakla görevli oldukları ile hüküm
verirler ve onlar, onun üzerine şahitler oldular. Artık insanlardan korkmayın,
Ben'den korkun ve Benim ayetlerimi az bir değere satmayın. Ve kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, o takdirde işte onlar,
onlar kâfirlerdir.
5/MÂİDE-45: Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen nefse bin nefsi vel ayne bil
ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha
kısâs(kısâsun) fe men tesaddeka bihî fe huve keffâretun leh(lehu) ve men lem
yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne). Onun
içinde (Tevrat'ta) onlara, cana can ile, göze göz ile, buruna burun ile, kulağa
kulak ile, dişe diş ile ve yaralamalara karşı kısas olduğunu yazıp farz kıldık.
Kim onu bağışlar da (kısas hakkından vazgeçerse) artık o kendisi için
(günahlarına) kefâret olur. Ve kim,
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, o takdirde işte onlar, onlar zalimlerdir.
5/MÂİDE-47: Vel yahkum ehlul incîli bimâ enzelallâhu fîh(fîhi) ve men
lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul fâsıkûn(fâsıkûne).
Ve İncil sahipleri, Allah'ın onda (İncil'de)
indirdiği (ahkâm) ile hükmetsinler. Ve kim, Allah'ın indirdiği ile
hükmetmezse, o takdirde işte onlar fâsıklardır.
5/MÂİDE-48: Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı musaddıkan limâ beyne
yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve
lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakkı) li kullin cealnâ minkum
şir’aten ve minhâcâ(minhâcen) ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhıdeten ve
lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti) ilâllâhi merciukum
cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).
Ve (Ey Muhammed) sana ellerindeki kitapları tasdik edici (doğrulayıcı)
ve onu koruyucu olarak bu Kitab'ı hakk ile indirdik. Artık onların aralarında
Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana Hakk'tan gelenden ayrılıp da onların
hevâlarına uyma. Sizden hepiniz için (tek) bir şeriat, ve açık bir yol
belirlemiştik. Ve Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak bu
sizi, verdikleri ile denemek içindir. O halde hayırlarda yarışın! Sizin
hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri, size
haber verecek.
5/MÂİDE-49: Ve enıhkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’
ehvâehum vahzerhum en yeftinûke an ba’dı mâ enzelallâhu ileyk(ileyke) fe in
tevellev fa’lem ennemâ yurîdullâhu en yusîbehum bi ba’dı zunûbihim ve inne
kesîran minen nâsi le fâsıkûn(fâsıkûne).
Ve
onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların hevâlarına uyma.
Allah'ın sana indirdiği şeylerin bir kısmından seni fitneye düşürmelerinden
sakın. Bundan sonra eğer (Hakk'tan) yüz çevirirlerse, o takdirde bil ki artık
Allah, bazı günahları sebebiyle, onları bir musibete uğratmak istiyor. Muhakkak
ki insanların çoğu gerçekten fâsıklardır.
Böyle
bir ülke Müslüman ülkesi olabilir mi ve Kur’an’ı uygulamadan kaldıran
Müslümanım diyenlerin hak mümin olmaları mümkün müdür? O zaman insanlar huzurlu
ve mutlu olabilirler mi?
Allah razı olsun.
Burhan AKSU