Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 12.03.2018
Okunma Sayısı : 857
Yorum Sayısı : 0

ALLAH’IN İNDİRDİĞİ KUTSAL KİTAPLARLA HÜKMETMEYENLERİN DURUMU

     İnsanoğlu herhangi bir cihaz yapıyor ve yanına kullanma talimatı ile garanti belgesini koyuyor. Ve garanti belgesindeki şartlara uygun kullanmazsa garantinin geçerli olmayacağını ve cihazın arıza yapabileceğini belirtiyor.

     Allahütealâ da en mükemmel bir şekilde insanı yaratmış, dünya ve ahirette nasıl mutlu olabileceği ile toplumun huzurunun sağlanabilmesi için kurallarını ve garanti şartlarını tayin ettiği Nebilere indirdiği ve kutsal kitaplarla insanlara bildirmiştir. Üstelik bir de benim indirdiğim kitabım ile amel etmeyenler;

1-         KAFİRLERDİR,

2-         ZALİMLERDİR,

3-         FASIKLARDIR

     diyerek şekilde tehdit etmiştir.

 5/MÂİDE-44: İnnâ enzelnet tevrâte fîhâ huden ve nûr(nûrun), yahkumu bihen nebiyyûnellezîne eslemû lillezîne hâdû ver rabbâniyyûne vel ahbâru bimestuhfizû min kitâbillâhi ve kânû aleyhi şuhedâe, fe lâ tahşevûn nâse vahşevni ve lâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlâ(kalîlen) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul kâfirûn(kâfirûne).                                                                                                                                                                              Muhakkak ki Tevrat'ı Biz indirdik, onda hidayet ve nur vardır. Kendileri (Hakk'a) teslim olmuş peygamberler, Yahudilere, onunla hükmeder. Rabbanîler (kendilerini Rabb'lerine adamış olanlar) ve Ahbar olanlar da (zahidler, Yahudi âlimler, hahamlar) Allah'ın Kitab'ından korumakla görevli oldukları ile hüküm verirler ve onlar, onun üzerine şahitler oldular. Artık insanlardan korkmayın, Ben'den korkun ve Benim ayetlerimi az bir değere satmayın. Ve kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, o takdirde işte onlar, onlar kâfirlerdir.

5/MÂİDE-45: Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha kısâs(kısâsun) fe men tesaddeka bihî fe huve keffâretun leh(lehu) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).                                                                                                                                                      Onun içinde (Tevrat'ta) onlara, cana can ile, göze göz ile, buruna burun ile, kulağa kulak ile, dişe diş ile ve yaralamalara karşı kısas olduğunu yazıp farz kıldık. Kim onu bağışlar da (kısas hakkından vazgeçerse) artık o kendisi için (günahlarına) kefâret olur. Ve kim, Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, o takdirde işte onlar, onlar zalimlerdir.

5/MÂİDE-47: Vel yahkum ehlul incîli bimâ enzelallâhu fîh(fîhi) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humul fâsıkûn(fâsıkûne).                                                                                  Ve İncil sahipleri, Allah'ın onda (İncil'de) indirdiği (ahkâm) ile hükmetsinler. Ve kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, o takdirde işte onlar fâsıklardır.

5/MÂİDE-48: Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı musaddıkan limâ beyne yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakkı) li kullin cealnâ minkum şir’aten ve minhâcâ(minhâcen) ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhıdeten ve lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti) ilâllâhi merciukum cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).                                                                                                             Ve (Ey Muhammed) sana ellerindeki kitapları tasdik edici (doğrulayıcı) ve onu koruyucu olarak bu Kitab'ı hakk ile indirdik. Artık onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana Hakk'tan gelenden ayrılıp da onların hevâlarına uyma. Sizden hepiniz için (tek) bir şeriat, ve açık bir yol belirlemiştik. Ve Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak bu sizi, verdikleri ile denemek içindir. O halde hayırlarda yarışın! Sizin hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri, size haber verecek.

5/MÂİDE-49: Ve enıhkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum vahzerhum en yeftinûke an ba’dı mâ enzelallâhu ileyk(ileyke) fe in tevellev fa’lem ennemâ yurîdullâhu en yusîbehum bi ba’dı zunûbihim ve inne kesîran minen nâsi le fâsıkûn(fâsıkûne).                                                                                                                                                                                                                                                                 Ve onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, onların hevâlarına uyma. Allah'ın sana indirdiği şeylerin bir kısmından seni fitneye düşürmelerinden sakın. Bundan sonra eğer (Hakk'tan) yüz çevirirlerse, o takdirde bil ki artık Allah, bazı günahları sebebiyle, onları bir musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların çoğu gerçekten fâsıklardır.

     Böyle bir ülke Müslüman ülkesi olabilir mi ve Kur’an’ı uygulamadan kaldıran Müslümanım diyenlerin hak mümin olmaları mümkün müdür? O zaman insanlar huzurlu ve mutlu olabilirler mi?

 

Allah razı olsun.

Burhan AKSU

 

( Allahın İndirdiği Kutsal Kitaplarla Hükmetmeyenlerin Durumu başlıklı yazı mihrimah tarafından 12.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.