Ölümün küf kokmayan taze kokusu sokaklarda

Ölüme ışıltılı bakan parlayan o gözler sokaklarda

Eller sanki çapraz bağlanmış

Herkes nefrete koşmaya mecbur bırakılmış

Yalnızlığın korkunç sızıntısı

Akarken kanalizasyonlarda

Halk kendi diliyle

Serseri olmuş

Kendine sahip çıkamayan millet

Oyuncak olmuş

Kukla olmuş

Kahır kokuları küf kokarken gözlerde

Yüreklere her saniye vurulan

Kırbaç sesleri

Retorik sözlerin bakışlarında

Ölüm kusarken

Sokakları bangır bangır yıkarken

Geri dönmeye

Nefreti bırakmaya

Pek niyeti yok halkın

Yumruk yerken balyoz gibi

Yüreğindeki cevherden habersiz

Alın yazgısıymış sanki bu yaşam

Ticaret için sokağa çıkan

Ticaretini sokağa döken

Retorik sözlerin ustası kan kokarken

Halk

Nefret kusanların elinde oyuncak

Kukla olmuş halk

Ellerinde yüreklerine sapladıkları hançer

Ve kan akarken damla damla bedenlerde

Yüreğindeki cevherden habersiz

Alın yazgısıymış sanki bu yaşam    

Barikat kurarken

Barikatların altında ezildiğinden habersiz

Özgürlük şarkısı çalarken

Prangalar vurulurken

Sahte özgürlük şarkısı altında

Direnişle parçalanırken bedenler

Ruhlar yarınlar

Ölüm sunarken

Son bir anda ölümün gözlerinde

Kendi çaresizlik dolu feryadını

Ölümün gözünde görürken

Son nefeste öldü hepsi birer birer

İtaatkâr olmak güzelliğe çok güzelde

Çirkin olana itaatkâr olmak

Öldürüyor be can kardeşim

Özgürlük sevdası değil onlar

Özgürlük düşmanı kokar nefesleri

Özgürlüğü yıkmak için açılır gözleri

Yeni bir gün doğacak derken

Dünden o yeni doğan günü öldürdüler

Her bir ayaklanmada retorik sözlerle

Yıkılan halk

Kalkamamanın sancısını yazgısını silemezken

Her ayaklanmada direnişte

Ayaklanan ezilen yüreğindir

Varmayı sunmayan o çağrı

 Senin özgürlüğüne sabote etmektir

Baksana gözlerine nefret kaynıyor

Kasasındaki doların

Tıklım tıklım dolmasının sevinci var

Gözlerinde

Arama cevap sorulara

Cevap yok yok edildi

Sahte cevaplar milyonlarca

Derde derman olmayan

Gülümsetmeyen

Anlamak isteyen yine anlamayacak

Anlamanın önü kapalı

Sahte gülümseyen anlamalarla kaplı

Anlayışların kızlığını bozma

Tecavüz ederek ırzına geçme

Haftalar öncesinden planlanmış

Sahte gülüşlerle her yer süslenmiş

Anlaşılmanın anlaşılmaması için

Son bir makyajla

Sarışın bir kadın

Tanga giymiş elbisesiz

Şuh adımlarının eşliğinde

Çırılçıplak yürürken

Koluna takılmış

Anlaşılma anlaşılmasın diye yüzünde

 Ölüm kokan için sahte bir gülücük

Özgürlük vaat etmeyen pranga

Pırıl pırıl yürürken

Yıkıma doğru

Hayatları

Gülücükleri

Zincirleyenler

Paşa paşa ellerinde dürbün ufukta izlemekte

Kasalarının açılan o gıcırtılı kapısının sesi

Yeni paraların kokusunda

Sayılan paraların hışırtısında

Mest olurken

Ölenler kimin umurunda

Özgürlük kimin umurunda

Yarınsızlık kimin umurunda

Vahşet dersen o nedir ki

Yeni değil ki

Koltuk dersen

Bak bu çok önemli

Alışmış kıçı kalkmaya üşenir

Kalksa ne yapacak

Bir tane insan fazla ölecek

Sokakta

Koltuk kavgasında başka bir şey yok

Ölüm dersen dünkü tanıdık

Toplarken aynalı sazan gibi

Her şeye maydanoz gibi atlayanların

Cesetlerini

Dilinde yarınların şarkısını

Duymaz artık hem koltuk sevdalıları hem de ölümlüler

 

Mehmet Aluç / Âşık Gülveren


2015

( Sahte Özgürlük Şarkısı Altında başlıklı yazı kul mehmet tarafından 23.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.