gece, diş ağrısı 
gece, bıçak yarası
sızlıyor… 

odamda… 
tırnağımla uçurumlar açıyorum avuçlarıma
dışarıda, gothic tanrıça pelerini gibi hışırdıyor rüzgar
yaşlı ağaçlar soğuktan çatırdıyor
gece namlusuna sürerken beni
penceremde…
yetim bir Ankara üşüyor

yokluğun…
çelik dişli ekskavatör gibi kazıyor içimi 
dişlerimi sıkıyorum
usulca adını fısıldıyorum
adın… 
asit değmiş gibi dudaklarımı çürütüyor

ah… 
dikenini hep bana batıran kaktüs çiçeği
şimdi, kime savruluyor saçların?
omzum yerine…
kime yaslanıyor o güzel başın?

sen… 
ferman buyurup, kalbinden sürgün ettin ya beni
ben gülmeyi haram kıldım kendime
tebessümü bile… 
yedi boğum akreplere zehirletti’m

kaç mevsim geçti, 
kaç bahar, kaç kış eskidi? 
bilmiyorum
kristal bir cam fanusta çürüyorsun içimde bir yerlerde 
ne gömebiliyor’um seni 
nede baş ucundan ayrılabiliyor’um 
olur ya…
uyanınca beni ararsın diye

gece kanıyor
acılı bir köpeğin vaveylası kanatıyor sessizliği
biraz daha açıyorum sesini müziğin 
“Tek başına” diye inlerken “Dem ferde”
o tanrısal müziğin eşliğinde
masum bir yağmur çiseliyor şehre

içimin… 
ayazı üşütmesin diye seni
şiirler örtüyorum üstüne





( Çürük başlıklı yazı gölge06 tarafından 9.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.