Online Üye
Online Ziyaretçi
Suriye'nin başında oturan katil Esed kimdir, nasıl bu kadar zalim olup, halkına dehşet saçmaktadır. Ürettiği zalimliği, kendi başına mı tasarlamaktadır. Piyon mudur, asrın gücü müdür?
Doğu Guta’ya atılan kimyasal bombayı kendi rızası ve kararıyla mı yapmıştır. Kaç yıldır, hala iktidar da ve Suriyeyi yönetmeye nasıl devam etmektedir? Arkasında hangi devletler vardır… Bana göre zıt gibi görünse de bütün süper güçler! At diyorlar bombayı, atıyor. Sonra o suçlu oluyor ve dünya ayağa kalkıyor, esas suçlular zalimden hesap soracağız diye, yine binlerce masumu öldürüyor. Çıkmıyor Suriye’den!
Irak’ta Saddam Hüseyin gibi… Öyle diklendi ki süper güçlere… Neden diklendi eğer mağlup olacak ve idam edilecekse? Elbette, masum süper güçler! Ondan hesap sormalıydı… Öyle algı yapıldı ki, o toprağına girdiğinde kahraman gibi karşılandı da… Ancak yıllar geçmiş, oranın halkı, keşke Saddam başımızda kalsaydı da bu kadar sıkıntı yaşamasaydık der oldular.
Süper güçlerin öyle bir halkı var ki… Sincap ölmek üzereyken kalp mesajı yapıyor ve hayvan hayata dönüyor. Bunu videoya alıyorlar ve tüm dünyaya servis ediyorlar. Tıpkı Kuveyt'te petrol içinde çırpınan kuşları videoya alıp gösterdikleri gibi… Zavallı hayvanlardı… Gelin görün ki, binlerce insan ölüyor, onlar videoya çekilmiyor ve vahşetlerini dünya görmüyordu. Madem bir hayvana merhamet edecek kadar insanlığınız var, neden insanların üzerine bombalar yağdırıyor ve öldürüyorsunuz. Halkları da, azıcık,, zerre kadar zulüm yaşasalar yaşadıkları bölgede, hemen pankartları alıyorlar, buna karşı miting düzenliyorlar… O süper gücün halkı, bu ölümleri görmüyor mu, hani mitingler… Hani silahlar sussun, insan yaşasın pankartları…
Avrupa’da, neredeyse 30 yıldır on binlerce insanımızı katleden teröristler elleri kolları kelepçesiz, istedikleri gibi yaşıyor, Türkiye aleyhine mitingler düzenliyorlar. Her türlü emniyetini koruyorlar, el üstünde destek veriyorlar. O Avrupa değil mi, azıcık ülkemizde haksızlığa uğrayan insanların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğu yerdi. İnsanlık dersi veren, insanca yaşamayı öven… Herhalde kendi insanlığından başkasını insan gibi görmüyorlar. Bizim insanımız gözlerinde insan değil, insan gibi yaşamaya hakkı yok, gözlerinde marabayız yani… Merhameti kadar yaşarız ancak!
Allah'a şirk koşan, Allah'ın rahmetiyle ülkesini yönetmeyen, adaleti din, ırk, ülke gözetmeksizin vermeyen ülkeden ne beklenirdi ki… Her spor müsabakasında “Irkçılığa hayır! “ pankartı ile slogan atmakla ırkçılık bitmiyor. Kütüphaneye girseniz her kitap en güzel şeyleri yazıyor. Ama o kitaplar okunmazsa tozlanıyor, çürüyor raflarda. O kitaplar okunmalı ve o kütüphaneden dışarı çıkan insan ise, kitabın tozlandığı gibi bir akıbete uğramamalıdır... Öğrendiğini anlatmalı, yaşayıp da örnek olmalıdır…
Ey Müslüman akıl sahibi ol, deve kuşu gibi yaşama… Rad süresi 11. Ayette, “… Siz değişmek istemedikçe, sizi değiştirmem!” diyor Rabbimiz… Biz değişmeliyiz, Allah'ın tarif ettiği insan olmalıyız, kardeşimiz, dostumuz kimmiş öğrenmeliyiz. Faydayı kâfirden değil, Müslüman’da ve kardeşlikte aramalıyız. Faydayı ve yardımı süper güçten değil, Rabbimizden istemeliyiz. Eğer bir ve beraber olmazsak, Endülüs’ün başına gelen haller gibi, ufak tefek devletler içinde, bizi yok ederler… Osmanlı zaten bu yüzden parçalandı… Kardeş kardeşi bu yüzden tanımıyor. Bizi bize düşman edene karşı uyanıp dirilmeliyiz. Yapılan bu kahpe oyunlara karşı uyanık olmalıyız.
Bizi 15 Temmuzda koruyan Rabbimize sığınmalıyız. Yalnızca ona ibadet edip, kul olup, ondan yardım dilemeliyiz… Uyan kardeşim, uyan derin uykulardan… Uyan!
Saffet Kuramaz