Sivrilmiş diller zehirli birer ok.

Uzak durmak istiyorum.

Bir hengâmenin içindeyim kaçış yok.

İmdat çığlıkları atıyorum.

 

Sesimi duyan çıkmaz.

Görüp geçenler sağır sultan.

Neden düşmanlar peşimi bırakmaz.

Ve bıçaklar beni, dostlarım dahi arkamdan.

 

Nasıl bir meydan burası,

Ne er var meydanda ne de bir yiğit.

Gördüklerim ölümle yaşam arası.

İçler açısı, yer gök şahit.

 

Doğup batan güneş aşkına,

Bu nasıl bir bilinmezliktir,

Döndürür bendenizi şaşkına.

Her karesi ayrı bir resimdir.

 

İşte bu yüzden,

Serin bir sabaha bıraktım hüznümü.

İçimde cenkleşir ayazlı günler.

Bir bakıma devler güreşi.

Hangisi daha cüsseli kavrar belimi bilmem.

Bin bir türlü hali var halimden bezmişliğimin.

 

Bıraktığım gibi bulamıyorum hüznümü.

Çocuk iken delikanlı olmuş sanki.

Kendimde değilken pek yaşayamadım.

Üstelik sende yoksun bir başınayım.

Kime anlatayım ben kendimi.

Kuşlar bile göçer oldu bulunduğum şehirden.

Bazen düşünüyorum da elimden kayıp giden günleri.

Hala nasıl yaşıyorum bende şaşıyorum inan.

 

Sözlerimi iyi dinle, sözlerimi kavra ki,

Yaşama yaşadığım kabusu.

Bu bendeki dert öyle bir dert ki,

Gözyaşlarım doldurur oldu koca okyanusu…

 

 

 

 

 

( Gözyaşlarım Doldurur Oldu Okyanusu başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 17.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.