GERÇEK DÜŞMANIMIZ
KİMDİR?
Bütün insanların bireysel olarak en
büyük düşmanı birinci planda afetlerle yüklü olan nefsleridir.
İkinci planda genel anlamı ile tüm
insanların ve dolayısı insanlığın ortak düşmanı şeytandır. Hani Hz. Âdem’e
secde etmediği için huzurdan lânetlenerek kovulan ve daha baştan cehennemin en
alt 7.ci katı olan esfel-i safilini insan yüzünden garantilemiş olan İblis ve
onun hempaları.
15/HİCR-29: Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fekaû lehu
sâcidîn(sâcidîne). Artık
onu dizayn edip, içine ruhumdan üflediğim zaman, hemen ona secde ederek yere
kapanın!
15/HİCR-30: Fe secedel melâiketu kulluhum ecmaûn(ecmaûne).
Böylece meleklerin hepsi birden, toplu olarak secde etti.
15/HİCR-31: İllâ iblîs(iblîse), ebâ en yekûne meas sâcidîn(sâcidîne).
İblis hariç. Secde edenlerle beraber olmaktan (direnerek) kaçındı.
15/HİCR-32: Kâle yâ iblîsu mâ leke ellâ tekûne meas sâcidîn(sâcidîne). Allahütealâ
şöyle buyurdu: “Ey iblis! Sen niçin secde edenlerle beraber olmadın?”
15/HİCR-33: Kâle lem ekun li escude li beşerin halaktehu min salsâlin
min hamein mesnûn(mesnûnin). (İblis:)
“Ben, hamein mesnun (standart bir şekil verilmiş, organik dönüşüme uğramış)
olan salsalinden halkettiğin bir beşere secde etmem (eden olmam).” dedi.
15/HİCR-34: Kâle fahruc minhâ fe inneke recîm(recîmun).
(Allahütealâ şöyle) buyurdu: “Hemen oradan çık! Muhakkak ki; sen bu
sebeple kovuldun."
15/HİCR-35: Ve inne aleykel lâ’nete ilâ yevmid dîn(dîni).
Ve
muhakkak ki; lânet, din gününe (karşılıkların, ceza veya mükâfatın verildiği güne)
kadar senin üzerinedir.
15/HİCR-36: Kâle rabbi fe enzırnî ilâ yevmi yub’asûn(yub’asûne).
(İblis): “Rabbim, öyleyse bana beas gününe (diriltilecekleri güne) kadar
zaman ver.” dedi.
15/HİCR-37: Kâle fe inneke minel munzarîn(munzarîne). (Allahütealâ)
şöyle buyurdu: “Öyleyse sen, gerçekten mühlet (süre) verilenlerdensin.”
15/HİCR-38: İlâ yevmil vaktil ma’lûm(ma’lûmi).
Malûm olan (bilinen) vaktin
gününe kadar.
15/HİCR-39: Kâle rabbi bi mâ agveytenî le uzeyyinenne lehum fil ardı ve
le ugviyennehum ecmeîn(ecmeîne).
(İblis şöyle) dedi: “Rabbim, beni azdırmandan dolayı, onlara mutlaka
yeryüzünde (azgınlığı) süsleyeceğim ve mutlaka onların hepsini azdıracağım.
15/HİCR-40: İllâ ıbâdeke minhumul muhlasîn(muhlasîne).
Ancak
onlardan muhlis olan kulların müstesna.
15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).
Allahütealâ şöyle buyurdu: “İşte bu, Bana yönlendirilmiş (Bana ulaştıran)
yoldur.”
15/HİCR-42: İnne ıbâdî leyse leke aleyhim sultânun illâ menittebeake
minel gâvîn(gâvîne).
Azgın olanlardan (iğvaya düşürdüklerinden) sana tâbî olan kimseler
hariç, muhakkak ki; benim kullarım üzerinde senin bir sultanlığın (gücün)
yoktur.
15/HİCR-43: Ve inne cehenneme le mev’ıduhum ecmaîn(ecmeîne).
Ve onların hepsine vaadedilen yer, elbette, mutlaka cehennemdir.
“İnsanlığın şeytandan daha büyük
düşmanı yoktur.”
Bütün insanlık birleşerek insanlığın
ortak düşmanı olan şeytanla mücadele edeceklerine, insanların nefslerinde
bulunan afetlerden dolayı şeytan, Allah’ın kutsal kitaplarda belirttiği nefs
tezkiyesi ile kendisine teslim olmaları emrini unutturarak insanları
birbirlerine düşman etmeyi maalesef başarmıştır. Dünyadaki adaletsizliğin, kan
ve gözyaşının sebebi budur.
34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ
ferîkan minel mûminîn(mûminîne).
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine
getirdi. Böylece mü'minleri oluşturan bir fırka (Allah'a ulaşmayı dileyenler)
hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.
Şeytan Allah’a olan vadini yerine
getirerek Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri mürşid yoktur, kul ile Allah arasına
kimse giremez diye kandırarak, kendisini mürşidin yerine koymuş Kur’an’daki
İslam’dan uzaklaştırıp, hedef emirler olan nefs tezkiyesiyle teslimleri
unutturarak, vasıta emirler olan beş şart ile hem peşinden cehenneme doğru sürüklemekte
hem de dünyada mutsuz bir hayat sürmelerine sebep olmaktadır.
Böylece İblis nefslerdeki afetlere
vesvese vererek;
İnsanı insana,
Kardeşi kardeşe,
Babayı evlada, evladı babaya,
Müslüman olmayanların tamamını
Müslümanlara,
Cemaatleri Hak tarikatlara,
Diyaneti ve emaniyye faydasız din
ilminin sahibi din adamlarını gerçek Allah dostları olan Allah’ın ayette
kendisinin tayin ettiğini söylediği devrin imamlarına,
Geleneksel dini yaşayan kalplerine
iman girmemiş olan hem kendisiyle hem de etrafıyla kavgalı Müslümanların,
tasavvuf ehli Kur’an’ın tamamını yaşayan Müslümanlara.
Hatta aynı dergâhlardaki kardeşler
olması gereken sufileri bile zikir seviyesi düşenleri veya zikri unutanları,
zaman zaman tuzağına çekerek birbirlerine düşürmeyi başararak,
İnsanlığın çok büyük bir kısmını birbirleri
ile kavgalı hale getirmiş ve birbirleri ile savaştırarak karşıya geçmiş
ellerini ovuşturup büyük bir zevkle seyretmektedir.
Allah razı
olsun.
Burhan AKSU