Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 21.04.2018
Okunma Sayısı : 1097
Yorum Sayısı : 0

  HAKKIN ÇİĞNENMESİNE MÜSAADE YOK

 

         Rabbimiz bize serbest irade ihsan etmiş fakat ihsan ettiği bu cüz'i iradeyi, kulu başkasına zarar vermede kullanırsa cezaya çarptırılacağını emir buyuruyor. Cezanın tatbikinde, cezanın misliyle karşılık verilmesini öngörmüştür. Kısas emri tatbik edilir. Fakat kul ile Allah arasındaki ilişkilerde mükafat ve mücazat verilmesi Allah'a ait olduğu için Rabbimiz bunu dilediği an yapar. Zamanı kendisi tayin eder. Fakat sosyal hayatta bir kişi başkasına yaptığı zulümden dolayı adalet onu suçlu görmüş ise suçunun cezasını misliyle ödemekle sorumludur. Fakat hak sahibi üç hal üzere davranabilir.

         Birinci hal kısasın tatbik edilmesidir.

MAİDE 45 : Ve ketebna aleyhim fiyhâ ennennefse binnefsi vel'ayne bil'ayni vel'enfe bil'enfi vel'üzüne bil'üzüni vessinne bissinni velcurûha kısâs femen te saddaka bihi fehüve keffâretün leh, ve men yahküm bimâ enzellallâhü feülâike hümüzzâlimün.       Onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas yazdık. Fakat kim bunu bağışlarsa o günahına karşı kefaret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hüküm vermezse. İşte onlar zalimlerin ta kendileridir.

         İkinci hal,

42/ ŞURA- 40: Ve ve cezâû seyyietin seyyietün mislühâ, femen afâ ve asleha fe'ecrühü alallah, innehü lâ yühıbbuzzâlimiyn .                                                                                                    Bir kötülüğün cezası misliyledir. Ama kim affeder ve ıslâh ederse onun ecri Allah'a aittir. Allah zalimleri sevmez.

         Üçüncü hal ise;

         Hayra ulaşmış olanların davranışlarıdır. Bu davranışta olanlara Rabbimizin öğüdü şudur;

41/ FUSSİLLET-34 : Ve lâ testeviylhasenetü ve lesseyyieh, idfa' billetiy hiye ahsenü feizelleziy beyneke ve beynehü adâvetün ke'ennehü veliyyün hamîym.                            Hasenat (sevaplar) ile seyyiat (günahlar) eşit değildir. Sen yapılanı ahsen olan (davranışla) söndür (önle). O zaman seninle arasında düşmanlık olan kişi muhakkak ki yakın dost olmuştur.

41/ FUSSİLLET-35: Ve mâ yülakkaâhâ illelleziyne saberû, ve mâ yülakkaâhâ illâ zü hazzın azıym.                                                                                                                                         Bu haslete (kötülüğü iyilikle önleme hasletine) sadece sabır sahipleri ve en büyük hazza sahip olanlar ulaştırılır.

          Davranış biçimleri açısından insanların üç grupta olduğunu görüyoruz. Birinci grup henüz velâyeti kazanmamış olan kişiler, ikinci grup velâyete nasip olunmuşlar, üçüncü grup ise, hayra ulaşmış kişilerdir. Davranış biçimleri ile kişinin içinde bulunduğu hal birbirine paralellik arz etmektedir. Kişinin seviyesi ne ise davranışı da o olacaktır. Allah irşadı emrettiğine göre zamanla üst idrak seviyesine, hayra ulaşmamızı istiyor. Hayra ulaşmış olan insan çevresiyle mutlak uyum haline gelen insandır. Çevreden ona ulaşan her etki hayırdır. Onun tepkisi ise hayra mutlaka daha güzel bir hayırla mukabele etmek olacaktır. Bu insanlar sosyal yaşamında saadet ve huzur içinde bir toplum oluşturacaklardır. Rabbimizin de kesin emri, bizden istediği budur.

Allah razı olsun.

Burhan AKSU

 

( Hakkın Çiğnenmesine Müsaade Yok başlıklı yazı mihrimah tarafından 21.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.