Lekeli bir tarihçe,
Dünden çaldığımı
Aklımca akladığım.
Kayıp bir mizansen yine
Sefil beyanatı insan ırkının,
Teyellediği ömründe
Kayıp bir rota
İstimlâk edilen aşkın ve pişmanlığın.
Uzun çok uzun da olabilir hani;
Fevri bir aksanda
Bodrum katının yalnızlığı
Gök kubbenin nazarında
Küçük ve siyah bir nokta:
Kâh sonlanmış ömrün pervazı
Kâh yüreğin sınandığı kadar
Sindiğine dair bir söylence
Yine baş tacı evrenin
Kayıtlardan çıkarılan bir hüviyet
Uğurladığımız kadar
Umurumuzda olmadan büyüyen
O iri gözlü arzu ırmağı.
Bir yanımız hep eksik mi ne?
Yanılsadığımız da mı yalan?
Sorular adeta fermanı
Yine bilinmezin kursağında
Büyüyen merak kadar
Benliği dara sokan.
Tıpası şiirin
Kazan kaldıran şairden nemalandığımız;
Başı kayıp bir hikâye de olabilir
Eğer ki edilmişse şiir talan.
Şimdi ufkun göz hizasında
Gözden ırak karanlığın
Kayıp huzurunda
Ne kadar meşakkatli olduğun da fark
etmez
Eğer ki;
Yüreğin taş kadar katı ve sertse.