Temel iþaret parmaðýný neresine dokundursa aðrýyormuþ. Bacaðýna dokundursa bacaðý aðrýyor, koluna dokundursa kolu aðrýyormuþ. Doktora gitmiþ, doktor iyice muayene etmiþ ve aðrýyan yerleriyle ilgili bir sorun bulamamýþ. Temel'e teþhisini söylemiþ:

-Senin iþaret parmaðýn kýrýlmýþ o aðrýyor, demiþ.

**

Ýki tane çiftçi; biri Adanalý diðeri Kayserili, sohbet ediyorlarmýþ; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlarmýþ...

Adanalý hava atmak için baþlamýþ konuþmaya: 

- Bizim orda sabah güneþ doðmadan biniyoruz arabaya, akþam oluyo biz hala çiftliðin öteki ucuna yetiþemiyoz, demiþ... 

Kayserili hiç aþaðý kalýr mý, bu laf üzerine: 

-Yav bizim de vardý öyle eski bi arabamýz, ama geçenlerde satýp yeni modelini aldýk... Demiþ.

**

Kadýnýn biri evindeki dolaptan þikayetçiymiþ. Çünkü yoldan her otobüs geçiþinde ses çýkartýyormuþ. Dolabýný yaptýrmak için kocasýndan habersiz bir tamirci çaðýrmýþ; tamirci eve gelmiþ ve dolabýn neresinden ses çýktýðýný anlamak için dolabýn içine girip otobüsün geçmesini beklemiþ. Tamirci dolaptayken eve kadýnýn kocasý gelmiþ ve dolaptan bir þey almak için dolabý açmýþ, bi bakmýþ ki içerde bir adam. Sormuþ:

-Ne iþin var burada? diye.

Adam da þöyle cevap vermiþ:

- Valla abi, otobüs bekliyorum desem inanmazsýn...