okudukça
içim titrer şehirlerin adını,
saplanır
sanki ciğerime karşımdaki levhalar.
geçerken
gözlerimin önünden geçmişten hatıralar,
kurşun
sıkar yüreğime derinden hıçkırıklar.
kalbim
şehrine,
bedenim
başka yöne savrulur.
yasaklı
şehrin bana,
yasaklı
tenin bana.
özlüyorum
sevgili…
hasret
dolu gönlümde tarifsiz bir heyecan,
çırpınır
durur kalbim kafesinde kuş gibi.
düştükçe
yollara sen gelirsin aklıma,
umutsuzca
koşarım karşımdaki hayale.
aynı
menzile doğru yol alan çileli yolculardık,
ne
yol tükendi aşkım,
ne
içimizde ki sevda.
heyhat!
ayrı
düştü yolumuz,
hasretle
yandık sevgili.
sırtımızda
semerler,
semerden
öte ruhumuzda kemerler…
kurtulmayı
başaramadık prangalarımızdan,
adandı
hayatımız başka hayatlar için.
değdi
mi bu hasrete?
çektiğimiz
çileye.
mümkün
olmadı vuslat,
kadere
yenildik sevgili.
varmaz
oldu yollarım sana,
zehir
oldu sensiz yıllarım bana.
kaybolmayan
bir umuttu aşk,
dinmeyen
bir umuttu kavuşmak.
sana
dönecektir bir gün yolum,
tutarsa
ayağım kolum.
aşk,
iki
kişilik çileli bir sanattı,
süsledik
yaşlarla sevgili.
uzaktan
sevdik birbirimizi,
dokunmadan
yaşadık gönlümüzde ki aşkı.
çöldeki
kum tanesi gibi kavruldu yüreklerimiz,
farklı
iklimlerde ıslandık gözyaşlarımızla.
varlığına
hasret hicran dolu yüreğim,
yalnızlığı
mesken tuttu sevgili.
geçmesin
bu aşkın önüne nefsi duygular,
düşlerimde
yaşasın manevi hazlar.
hasret
yaksın ciğerimi kalbimde sen oldukça.
iyi
ki tanıdım seni yaşanılan hayatta,
unutma
beni sevgili.
Mehmet
Macit
01.03.2018
Yolculuk
ederken.