Suya hasret kalmış çöller misâli
Özledim özledim özledim seni
Bülbülü kaybetmiş güler misâli
Özledim özledim özledim seni
Vuslatı anlatan yazılar gibi
Hasretin açtığı sızılar gibi
Sürüden ayrılmış kuzular gibi
Özledim özledim özledim seni
Yaşadığımız o azın azını
Gözlerinde saklı meçhul gizini
Sesini kokunu hem de yüzünü
Özledim özledim özledim seni
Elimi dayayıp kırık belime
Adını dolayıp her gün dilime
Laf anlatamayıp gönül telime
Özledim özledim özledim seni
Geçip gidiyorken ömrümüz hızla
Zemheriyi ortak ederek yazla
Senin sandığından daha da fazla
Özledim özledim özledim seni
Sensizlik sadmesi kalbimi kırıp
Ancak rüyalarda halini sorup
Tatlı hayalini sineme sarıp
Özledim özledim özledim seni
Kızmanı öfkeni hışmını bile
Başıma taç edip çekerken çile
Bir gün kavuşurum umudu ile
Özledim özledim özledim seni
HİDDETÎ’yem ey yar kırıldı kalem
Sensiz neye yarar şu süfli alem
Dinmezken gözyaşım bitmezken çilem
Özledim özledim özledim seni
FİKRET OĞUZTÜRK