Gölet kıyısındaki ağaçlar yazın gelmesiyle yeşillenmişti. Çevre düzenlemesinin güzelliği şehir sakinlerini parka çekmekte, keyifli sohbetler çimenlere serilmiş piknik örtüleri üzerinde devam etmekteydi. Genç kız tabaktan bir çilek alıp sevgilisinin dudaklarının arasına sıkıştırdı. Delikanlı iştahla çileği yerken kız başını delikanlının dizine koydu. “Aşkım, yüksek lisansları Avrupa’da yapsak… Mesela Venedik. Gondol, spagetti, Burano.” Delikanlı parmaklarını kızın saçlarının arasında gezdiriyordu. “Taşınma masrafı, rutubet, bulantı.” Kız suratını ekşitti. Rüzgâr hızlanmıştı. Kuşlar ağaçlara uçup dalların arasında kayboldu. Kız üşüdü. Doğrulup piknik sepetinden şalını aldı. Omuzlarına örttü. Gülümseyerek neşesini yerine getirdi. Delikanlıya sokuldu. “Tezleri verdikten hemen sonra evlensek... Bahçeli bir ev, iki çocuk ve barbekü.” “Ödenmeyen taksitler, uykusuz geceler, yanmış etler.” Kızın canı iyice sıkıldı. Belindeki koldan kurtulup ayağa kalktı. Açtı ağzını yumdu gözünü. “Seninle hiç hayal kurulmuyor!” Delikanlı gülümseyerek peşi sıra ayaklanmıştı ki telefonu çaldı. İşaretle müsaade istedi. Telefonu cebinden çıkarıp cevap verdi. “Ben hayalet avcısı Peter Venkman.” Ciddiyeti asılan suratından okunmaktaydı.

( Meslek Hastalığı başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 3.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.