…/


Doğdum hem de kaç kere

Doğdukça öldüm saniyeler içinde

Sonunda anladım ki

Doğum ölüm arasında yalnızca bir kapı var!

Evine girer çıkar gibi

Toprağın dibinden yedi mi kaç arşa gider gibi

Yemek yerken doğuyor güneşim

Bittiğinde başlıyor alacakaranlık ve ölüm

Şişme balon gibi

İçinden hava boşladıkça

Sağa sola çarpa çarpa, paramparça

Düşüyor toprağa ölüm.


.../

 

Doğum ölüm arası ne varsa yalan

Ne kazandıysa hasta yapıyor talan

Her balonun düşüşünde yaşlanma dehşeti

Sonunda elde kalan zarar ziyan, görüyor bu yalana dalan…

Nefes mi gerçek yoksa kalbin atışı mı?

Buna kandırılmış nefis mi kazanır yarışı

Bilinmez!

Kim daha fazla doğar ve ölürse

Elindeki çiçek her mevsimde yeniden solarsa

Solmadan vade dolarsa…

Başka düşüncelerin içinde baş dönmesi

İcatların yanardağ magmasına dönüştüğü lavlarında

Akarken eskisinin ve etkisinin sönmesi

Güneşi unutmuş sokak lambalarının yaşama tutunması tavlarında

Heyecan uçurum kenarına getirir…

 

…/


Atla sonsuza diyen bir çağırış

Rüyandır bu, iknayla başlar aldanış

Alışkanlıklar Bağdat’ta unutulmaya hazır

Depremin etkisiyle başlar sallanış

Kemikleri bile kalmamış anne kılığında biri bakınır

Ermiş gözlüğünden bakıp da gerçek gibi başlar sanış

Bermuda üçgeninin dönen kıvrımları Kâbe’de tavafa dönüşür

Mescid-i Aksa’da katliam manzaraları çizer ressamlar

Rahip bir tarafta haham diğerinde

Elleri boğazında ölüm çağırıyor, boğulan endamlar

Alışkanlıklar onların değil miydi?

Sürekli kanını emen yamyamlar…

Ölüm gerçekleşti

Giyindin İslam giysini

Etrafında mescit, camiler

Ezan okunuyor

Dalgalarda ayetler

Kilimlere dokunuyor

Ağlayan gözlerinde doğuma sevinç

Ölmek buysa ne güzel övünç!

Nur üstüne nur yağıyor kar gibi

Her tanesinde efsane, şeker hastasına sunulan lokum dolanır Halep’i

Düştükçe yere öldürür Yahudi kasabı

İşte sen doğdun kırkında Müslüman

Peygamber ahlakı yüreğinde tastamam


.../

 

Uyan uykudan, uyan oğlum

Zangır, zangır titremekte sağın solun

İstanbul’u fetheden askerden biri Ulubatlı hasan gözlüsü

Fetih marşını mı dinliyorsun açılırken yolun

Makam tebliğ makamı

Duyurulmuş esire mahkeme ilamı…  

 

…/


Taş kum oldu çöl toprağında

İş bitti maden ocağında

Aşk dillendi mübarek dudağında

Kâinat bağrına bastı, sarıldı

Oturdu anne sandığı kucağına!

 

Saffet Kuramaz

( İki Kapı Arasında başlıklı yazı safdeha tarafından 5.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.