Bir hasret mesafesinde gözyaşlarım,

Bir damladan daha ağır, sende biriktirdiklerim.

Ne kirpiklerim taşır bu yükü bu saatten sonra,

Ne de ben dökebilirim senin avuçlarına.

Sahile vurduğunda sesi çıkmayan dalgalar gibiyim,

Çarpıp savruluyorum bir bilinmeze, damlalar arasında.

Vuruyor bu suskun kalışın kalbimin, küf tutan duvarlarına.

Saatler sende durmuş sanki,

Boş bir kadran misali her şey,

Ne gelen var, ne de geçen benden.

Yanlış hayal duraklarında beklemişim hep, sen gideli.

Anladım, dolmamış yokluğun için bana verilen mühlet,

Biraz daha yanıp özlemeymişim,

Seni senden habersizce demek

Ya bas tuzu yarama iyiden iyiye kanasın bu yürek,

Ya da bitir bu hasreti bir yağmur vaktinde,

Tutun yüreğime ben geldim diyerek.

 

 

Bazen bir mevsimde görürüm seni, bazen bir yaprakta,

Bazen çocukluğumun dağılmış hatıralarında,

Bazense sarmaşık kokan o köhne sokakta.

Hasret bir ayrı akar, yanmaya susamış o pınarlara.

Bir ince sızı ki dağılır bütün her yerime,

Ne kadar güzellik varsa yaprak döker sanki seninle,

Dilimde ise seni taşımaktan aciz bir yığın kelime,

Hepsini toplasam bir sen etmiyor,

Duruyor yorgun, çaresiz, manasızca öylece.

Gece ve gündüz bile buluşuyor bir tan vaktinde,

Bense ne geceye, ne gündüze bir türlü yaranamadım.

Ne gitmene, ne de hasretine hiç alışamadım.

Kalbimle, gözlerimle sana karşı koyamadım.

Yokluğuna meydan okuduğum her savaşta,

Bir kez daha yaralandım… Kanadım… Kanadım.

Zamansız bir hayal uğruna ben nasılda böyle yandım,

Öyle ki ben seninle yanmaya bile hiç doyamadım.

Yanlış mevsimde taşıdı hayat, sevda kokusunu yorgun kalbime.

Giden gitti, kalan bir sensin işte saklı hayaller içinde,

Yalan dünya,

Yalan olmaya daha var belli ki sende,

Gözümdeki yaş kadar, olamadın hiç gözümde.

Göçmen kuşlar misali senden sana göç ediyorum,

Gözümle yüreğim arası bir yerlerde,

Belki bu gece son nöbetim sensizlikle biten,

Belki de dilimdeki son duamsın,

Geceyi yırtarcasına süzülüp, ılgıt ılgıt sen esen.

Gayrı ben değilim ne küsen, ne küsülen,

Nede yokluğunun kapısında sana yenik düşen,

Şimdi benim artık,

Son vuslatta, senin gelişini bekleyen.

 

https://www.youtube.com/watch?v=ngTbET40kqw

( Son Vuslat başlıklı yazı Damlalar... tarafından 5.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.