İnsan neden sonu gelmez bir düşünme içindedir? Nehir kaynağından denize ulaşacak kadar bir uzay zaman boyutlu yüzey alanı gerilimle, uzundur ve uzun olduğu kadar da kesikli sürekli çevrim içindeki olgu, olay aşımlı süredurumlarıyladır. Süre durumlu bu kavuşumla nehir artık deniz gibi davranır.


Siz bütünden bir parçasınız. Bütünsel olup bitenler karşısında sizin söz ve eylemleriniz hep eksik yarım olmakla söylemlerinizle olup bitenler açıklanamaz kalırlar. Yani söylemleriniz, düşünceleriniz cevap oluşacak yere ulaşımsızdır. Ulaşıp ta cevaben geri gelenlerin çok büyük çoğunluğu da sizdeki dıştan içinize doğru olan ithal girdilerin seçme ayıklama eleğine takılırlar.

Evren sel sistem ve biz arasındaki söz, eylem ve düşüncelerimizin tam bir evrensel karşılığı oluşmaz. Sistemin kendisiyle ya da sistemin özeği ile (merkezi ile) iletime olduğumuzdan çok çok daha fazlasını iletime olamayız. Pek çok beklentilerimizin soru, yanıt iletilmeli dönütleri olmaz.


Dönütü olmayan söz, düşünce ve eylemlerimizin, engele çarpıp ta geri dönen (yankı veren) ses gibi dönüt yapamaması nedenle; söz ve eylemli olan düşüncemiz bitmeyen, tamamlanamayan, sonu gelmez bir çıvlamaya dönüşür.


Bu dönüşsüzlükler nedenle; söz eylem ve düşüncelerimiz evren ve doğa karşısında ister istemez meşruiyet sizdirler. Ne soru yanıt olması gerekene karşılıktır. Ne de yanıtlar soruya karşılıktır. Bu durum nerede ne arayacağınızı bilme sorunsalı ile sizi karşı karşıya getirir. Bu da nerede ve ne sorusuyla bütünsel olan süre durumu kesikli sürekli, parçalı sınırlı sonlu yapmak olur.

Daha açığı nerede ne aranacağının tespitinin yapılması ile kısıtlı bir alan sınırlı sonlu duruma getirilir. Böylece bütünsel süre durum, parçalı sınırlı sonlu sistem ilişkili çevrim olaylı süreçlere dönüşür. Artık bu sitemin sizinle iletime olan geri bağlanım yasaları ve kontrol süreçleri olmakla; sistem sürekli siz ile her an haberleşme ve bildirişim içinde olur. Soru ve cevaplar oluşur.


Süreç bu döngüsel çevrimiyle adresli, pusulalı bir kılavuz sürece dönüşmekle; söz, eylem ve düşünce belirimleri büyük oranda sonu gelmez çıvlamalardan kurtulur. Bundan böyle sorularınız yanıt olması gerekene göredir. Yanıtlarda soruya karşılık olmakla kontrol edilebilirdir. Sistemin başı ve sonu vardır.


Çünkü “parçalı ettiğiniz çevrimli sistem, size göre ve amaçlıdır”. Niçin iledir. Oysa evrene niçin sorusu sorsanız cevabını alamayacağınız sonu gelmez dönütü olmaz bir çıvlama düşüncesine dönüşür. Çünkü yanıt sorunuza karşılık olmaz.


Karşılığı olan da sizin sorunuz değildir. Evren amaçlı olsa bile odak amaç insana göre değildir. Yani evren amaç ortaya koyarken salt insanı göz önüne almaz. Sizin zorunlu olarak içinde olduğunuz var oluş ve eylem koşullarınız size tam da size göre olma kuruntusu vermekle koşulların sizi amaçladığını sanırsınız.


Şeylerin birbirini çekme itmesi yanında büyük olan evrensel etkinin çekme itmesi en temel durumdur. Acıkmanız ile ve dış dünyanın da tam da açlığınıza göre(!) olması gibi haz ve elemli seçme ayıklama seleksiyonu sizin çekilme itilmeniz olan alan eğiminizdirler. Eşeğe binme alan eğiminize göre artık eşek sizin binmeniz için yaratılmıştır!  Dinler bu tür yanılgıları da işleyecektir.


Sizler de evrensel bütüne doğru olan bu tür çekimse eğimle; söylemlerinizi eylemlerinizi, düşünmenizi bir şeye dayanak yapıp, bir şeye kanıt (meşruiyet, geri beslen imle kontrol) etmek, zorundasınızdır. Sizin ömür yaşınız; on üç milyar yıllık olan evren zamanının başı ve sonu ile iletişim kuramıyordunuz.


Yeni bir soru, yanıt, dönüt süreçlerini içeren; iletilmesi olan, geri bağlanım yasaları olan, mutlaka kontrol süreçli yapı sürece gereksinimimiz vardı. İşte sosyal yapılar toplumsal yapılar bu gereksinim oluşlardan biriydi. Nesneler dünyası öznemiz içinde iz düşümleri olan bir öznel yansımalar dünyasıydı.


Aynı şey büyük evrensel etkinin üzerimize yaptığı belirimlerini biz duyum aşamamışızdır. Bu nedenle iç dünyamıza alınmayıp belirimlerin dışta kalan etkisi de öznemiz içinde gölgeler yansımalı bir öznel dünya oluşurlar. Yani dış dünya bizden önce, bizim içimizde bir kopya ve imajını durumla vardırlar.


İşte groteski oluş bu imajla beraber ben merkezli sentezin, inanma, totem, İlah, El ve sitem merkezini tam da bu nedenle sizlerdeki dış dünyanın tanınmasına ilişkin eksiğinizi tamamlayan düzenli bir kısa devreli, yalın cevabınızı oluşmanın öznel mana kullanım olanağıdırlar.


Groteski ilik ve diğerler dönütleri oluşamayan bir çıvlama içinde, bilemediğinizi tamamlayan bir meşruiyettirler. Buralar, sizden yansıyanların size geri dönüşlerini yaptıran bir yanıtı oluşturmaları nedenledir ki buralarla siz devamlı bir girişme halinde olursunuz. Bunlar sizin İç bağıntınızdan sonra dış bağıntı meşruiyet iliğinizdirler.


Meşruiyet bu tür çıvlayan sınırsızlığa sınır çizer. Sizlere pekin bilgi (bulanık olmayan durulmuş, berrak düşünceler olmakla); meşruiyet sizlerdeki sonu gelmez gibi olan çıvlama oluştan; sizleri kurtaran manaca bir zorunlulukturlar. Nesnel oluş, sizden önce sizin içinizdedir. Bu olumluluk, elbette karşıt olumsuzluklarıyla da belirir. Bizi hasta eder. Dejavu süreçlerine, halüsinasyonlara kaynak nedenlerden biri olabilir.


Sizlerin sonu gelmez gibi olan bir düşünce, eylem ve söz içinde olmanıza karşın, meşruiyet ilik de sizlerin parça eylem ve parça söylemli tutum içinde olmanız demektir. Sizdeki ansal süreçler; bütün içindeki olası karşılığına uygun biçimde bir meşruiyetle denk gelmediği nedenle, çığla maya dönüşür.


Düşünce çıvlaması tıpkı bir hologram parçasının, hologramda olanı vermesi gibidir. Siz bütünden bir parça olmanız nedenle sınırlı ve sonlusunuz. Sınırlı oluşunuzla seçme ayıklamaya dayalı bir inşasınız.


Yani düşünsel çığ lamaya karşılık olacak evrensel ve bütünsel cevaplar sizdeki, seçme ayıklamaya engeline takılması nedenle içinize alınmazlar. Siz de kodları çözülemeyen bu çıvlamalara karşılık olacak yanıtları alamamış olursunuz. Bu nedenle yanıtsız lığın sizler de çevrim ya da döngüsel olmazlığın kopuklukları oluşurlar.


Bu kez de siz sorunuza karşılık alamadığınız cevabı (neden-sonucu ilişkisini) beden gibi kapalı devre içinde beyniniz gibi sistem merkezi ile inanıcı ve groteski anlamalarla çevrim edersiniz. Diğer bir biçimde de çıvlama yapan bu ansal belirmeleri kendi dışınızda sosyal oluşla, totem ile ilah ile ittifak veya sözleşme ile çevrim döngüsü içinde işler eştirirsiniz. Böylece sistemin kontrollerine ve sistemin geri beslenin kaynaklarına vakıf olmuş olursunuz. 


Buradan da anlaşılacağı gibi biz çıvlamaya konu ola her şeyi seleksiyonun dışında tuttuğunuz için eğilim olan çıvlama devresini yani kontrol ve geri bağlanım süreçlerini tamamlayamadığınız için çığ lamalarınız kaçınılmazdır. Geri bağlanımla kontrolcü çevrimi oluşacak İlk makro meşruiyet; sizle doğa arasında olan içsel bir groteski anlayıştır. Groteski alan; içinizde size en uzak ve en yakın olan alandır.


Geri beslenilme; kontrollü, döngüsel meşruiyetti çevrim oluşunun ikinci adımı da dışımızdadır. Bu kişi- kişi sosyal ilişkisi ile başlar. Sosyal ilişkin diklerin, sosyal bağ içinde odak değişkenliği vardır. İlişkindik bu çevrimin odak değişkenliği ilişkindik olunan kişi sayısına bağlıdır.


Çevrim iki kişi arasındaysa o çevrim en az iki merkezli sosyal ilişki çevrimidirler. Yani koloni tipi sosyal oluş, sürü tipi sosyal oluşların hepsi; Evren gibi böylesi bir bütünden kopuşla, sizdeki oluşan boşluktu çekimlere karşılık groteski ilik, totem ilik ilahi ilik ile meşruiyet kaynağına bir cevabı oluştururlar.


Groteski ya da totemi alan gibi bir anlayışın kaynağı; sizin bütünsel oluştan kopan parçalı olgu, olay olayazmalarınızdan doğan çekimle başlar. Siz sınırlı sonlu yalıtıma bir organik sistem içindesinizdir. Bu organik yalıtımdan kaynaklı seleksiyonla içinize alınmayan birçok evrensel veriler sizin dışınızda kalır. 

Dışta bırakılanların etkisi, özneler dünyası içinde sizin gizemli algılarınıza dönüşürler. Gizemden kaynaklı bu cevapsızlıktan, bu iletişimsiz ilikten ötürü sizlerin içindeki gizemi oluşan bu bütünsel etkiye karşı, anlama cevabını oluşacak olan dönüşüz eğimler, içinizde görünmez bir karadelik çekimine dönüşürler.


Sizin bütünsel oluşa eğiminiz vardı. Ve bu eğimden ötürü de, çekiliyordunuz. Siz en az dış dünya ilişkisi nedeniyle sınırlı bir kapasiteydiniz. Çekiliminiz içindeki iletime bilgi ve veriler sizin sınırlı kapasite olmanızdan ötürü size ulaşamıyordu. Yani eğim ile olma nedenle davranan özne; söz, düşünce ve davranışınıza karşılık olan cevaplar kendisini bulamaz (nedenini-meşruiyetini bulamaz).


( Elde Var Bir Bir Elde 1 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 7.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.