Özlediğim kadar var…
Sahiplendiğimden kaçan köşe bucak
Akla zarar,
Mazlumun vermediği
Kala kala son nefesi.
Örtük hikâyeleri var yolların,
Yoldan çıkmış kaldırım kenarlarına
Konan yüreği bozguna uğratan
yanılgıların.
Hatmettiğimiz kadar da var hani:
Öncesi kayıp masalların
Gözlerine mil çekip de
Uzandığımız yalanların
Geniş açılı hezeyanları:
Hem öyle böyle de değil:
Kustukça kinini
Yürek dağlayan
Soluk yüzlü ruhların.
Bir düş’ün perdesi
Bir de kokan nefesi nefsin:
Katran karası sıfatlar
Değmesin yeter ki ruhuma
Kimselerin kancası.
Öncemle geldim işte
Sonramla harmanladığım düşlerim:
Aşkıma, sevgime
Değmesin gıybet:
Altı üstü bir garip abdalım.
Akla zarar
Zamansız ölümü hayallerin
Kiminde çatık kaşlı bir çehre
Belki boynuzluyor
Sahibini yorgun düşlerin
Yine kendince verdiği zulümle:
Allah’a şirk koşan
Sevgisizliğin yanlısı
Ne çok şaibeli cilve:
Adı koyulsa bile
Yok işte isteğim
Ne dileğim ne dilemediğim
Umurunda
Şefaat düşkünü kazurat yenilgisi
Vebalin ve öfkenin
Zuhur eden yürekte
Bunca kelimeyi tensiye eden
Sancılı bir yürekten akan yaşların
Yok mu yoksa hükmü…
Allah dilediğince sever de kulunu
Hele ki mazlumun tık nefes
yalnızlığında
Gölgeler şahit kimsesizliğime…
Diyemem, diyemem asla:
Hakk’ın dilinde bir sureyim
Sevdiğim gönül gözümle.