PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.)BUYURUYOR,”NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ,
NASIL ÖLÜRSENİZ ÖYLE DİRİLİRSİNİZ.”
16/NAHL-28:
Ellezîne teteveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim fe elkavus seleme mâ kunnâ
na’melu min sû’(sûin), belâ innallâhe alîmun bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Melekler, nefslerine zulmedenleri vefat ettirecekleri zaman onlar teslim
olurken: “Biz, bir kötülük yapmadık.” dediler. Hayır, muhakkak ki Allah, yapmış
olduğunuz kötü amelleri en iyi bilendir.
Herkesin hayatı kendinedir. Ve hiç kimse yaptıklarından başkası ile
cezalandırılmaz. Hiç kimse babasından veya atalarının yaptıklarından sorumlu
değildir.
28/KASAS-56:
İnneke lâ tehdî men ahbebte ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huve
a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne).
Muhakkak ki sen, sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin (onun ruhunu
Allah'a ulaştıramazsın). Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Ve O,
muhtedileri (hidayete erenleri) daha iyi bilir.
Evvelki Allah dostlarının hayatlarını okuyarak, onların yaşadıkları
hayatı yaşamadan onlar gibi olamazsınız. Kazandıklarından da size bir fayda
yoktur. Babanız veya atalarınız peygamber bile olsa, Allah’ın kitabını ve sünneti
yaşamadan kurtulamazsınız.
2/BAKARA-141 Tilke ummetun kad halet lehâ mâ kesebet ve lekum mâ
kesebtum ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
İşte onlar
bir ümmetti ki geldi, geçti. Onların kazandığı şeyler kendilerine, sizin
kazandıklarınız sizedir. Onların yapmış olduklarından size sorulmaz (siz
sorumlu değilsiniz).
Her insan
sadece kendi kazandığı ve kaybettiği şeylerden sorumludur. Başkalarının
yaptıklarından sorumlu değildir. Cehenneme gidenler sadece kendi günahları
yüzünden cezalandırılmış olacaklardır.
16/NAHL-25:
Liyahmilû evzârehum kâmileten yevmel kıyâmeti ve min evzârillezîne yudıllûnehum
bi gayri ilm(ilmin), e lâ sâe mâ yezirûn(yezirûne).
Kıyâmet günü,
onların kendi günahlarının tamamını yüklendikten başka, ilimleri olmaksızın
dalâlette kalmasına sebep oldukları kimselerin günahlarından (da) yüklenmeleri
için. Yüklendikleri şey ne kadar kötü, öyle değil mi?
Dalâlette
olan bir insan başkalarının da Allah'ın yoluna girmesine mani olursa, onların
kaybettikleri derecelerden pay alır. çünkü o, Allah'ın lânetine muhatap
olmuştur.
4/NİSÂ-85:
Men yeşfa’ şefâaten haseneten yekun lehû nasîbun minhâ ve men yeşfa’ şefâaten
seyyieten yekun lehu kiflun minh(minhâ) ve kânallâhu alâ kulli şey’in
mukîtâ(mukîten).
Kim güzel bir
şefaatle (iyilik yapılmasına) yardım ederse, ondan (o iyilikten) onun bir
nasibi olur. Ve kim kötü bir şefaatle (günah işlenmesine) yardım ederse onun da
ondan (o şerden) bir payı olur. Ve Allah, herşeye mukayyet olandır
(gözetendir).
42/ŞÛRÂ-13:
Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ
vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû
fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî
ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah)
dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni
ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye
Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da
vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey
(Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine
seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine
ulaştırır).
Kim kendisi
iradesi ile Allah’a yönelir ve kalbinden ruhunu ölmeden ona ulaştırmayı, ermiş
evliyası olmayı dilerse, Allah onun ruhunu kendisine ulaştıracak ve velisi
kılacaktır.
Allah razı
olsun.
Burhan AKSU