SEVGİ VE NEFRET
     Bayram dolasıyla köye gitmiştim.İnsan, yıllarda geçse bıraktığı şeyleri bıraktığı gibi bulmak istiyor.Ama hayat zamanında verdiklerini vakti gelince bir bir geri alıyor.Arkamıza dönüp baktığımızda neleri kaybettiğimizi daha iyi anlıyoruz.sevinmemiz gereken bayram gününde bile hüzünlerle arkadaşlık yapmak zorunda kalıyoruz.Sevgi ile nefret ikiz kardeşmiş meğer.
        Son zamanlarda yazılan Barış Muslu'nun  "Beynine format at" isimli kitabında şunlar anlatılıyordu."Beynimiz gayet ilkel çalışır.Beynin en önemli görevi vücudumuzu korumak üzerinedir.O yüzden beynimizi sevinçlerimiz ve mutluluğumuz fazla ilgilendirmez.Bilinç altımız korku ve endişeler üzerine dizayn edilir ve bunlar bizi ömür boyu kontrol altına alır." Nefretin bıraktığı iz sevgiden daha kuvvetli oluyor.Köyü dolaşırken hep bunlar geldi aklıma.Bir karış toprak için birbiriyle kavga edenler, bahçeme komşunun tavuğu girdi diye tavuğu öldürenler, tarla büyütmek için yüzlerce ağacı kesenler, buğdayımı hayvanlar yedi diye hayvanlara işkence edenler, bir salkım üzümümü çalmasınlar diye adam boyu çit çekenler.Bunların kimisi yatalak olmuş kimisi ahireti boylamış kimisi hastane köşesinde keşkeleriyle baş başa kalmışlar.Dünya'nın beklentilerimizi karşılayacak kadar ulvi bir yer olmadığını bir kez daha gördüm.Biz ne kadar gönül kuşumuzu göklerde kanat takıp uçurmaya çalışsak da yaşamın belli süresi ve deveranı var.Belli bir zamanda bir bakışımız yürek dağlasa da o' gözleri zamanı gelince çapak bağlamak zorunda.Öyle yada böyle; yaşam bize zorla anlatmadan önce yaşamın dilinden anlamak zorundayız.İster istemez nefret çengelinin içine hepimiz düşüyoruz.Biz insanoğlu; bütün hikmet ve yüceliği sunulan eserlerde sanıyoruz.Oysa bütün güzellikler bizlere sunulan dost sadakatinde saklı.Bir zamanlar övgü ile bahsettiğimiz insanları bir süre sonra ismini bile duymaya tahammülümüzün olmayışı bundandır diye düşünüyorum.
       Bundan sonraki hayatımızın sevgi ve muhabbet üzerine olması dileğiyle Rab'bim yar ve yardımcımız olsun.Akıbet hep aynı ve kaçınılmaz.

Bin parçaya bölünmüş ruhta deprem telaşı
Lisanı işgal eder düşüncenin salaşı
Fırıncının naifi saklar terleyen başı
Mizacına en yatkın dilinde sözü taşır
Bir kıvılcım bekleyen aslında közü taşır  ( Nezahat Yıldız Kaya)

( Sevgi Ve Nefret başlıklı yazı çiftci baba tarafından 17.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.