ALLAH
NEBİLERE YANİ PEYGAMBERLERE KİTAP İNDİRMİŞTİR, RESULLERE DEĞİL;
Allah
resullere kitap indirmiştir. Nebiler bu kitaplarla amel ederler diyen diyanet
yetkilileri ve din öğreticileriyle değişik cemaatler. Anlattıklarınız Allah'ın
ayetlerine uymuyor hala Kur’an’a dönmeyecek misiniz?
Resullere
kitap verilmiştir ve Nebiler Resullere verilen kitaplarla amel ederler diyen
bir ayet gösterebilir misiniz?
Bakın Allah
ayetlerde biz Nebilere kitap indirdik diyor . Hala ayetlere inanmayacak
mısınız?
Ve biz bunları
size söylüyoruz diye hala bize kızmaya devam edecek misiniz?
Ve hala
bidatleri doğru kabul edip Allah'ın ayetlerini reddedecek misiniz?
Allah'ın
ayetleri bu kadar sarih iken siz emmaniye bilginizle hem kendinize hem de hitap
ettiğiniz islam alemine yazık ettiğinizi hala görmeyecek misiniz?
3 / AL-İ İMRAN - 81 : Ve
iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe
câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le
tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû
akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).
VE ALLAH,
NEBİLERDEN, "SİZE KİTAP VE HİKMET VERDİM. Sonra size, beraberinizde olanı
(Allah'ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, ona
mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye misak
aldığı zaman, "İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi)
üzerinize aldınız mı?" diye buyurdu. (Onlar da): "İkrar ettik (kabul
ettik)" dediler. (Allahu Teâlâ): "Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle
beraber şahitlerdenim." buyurdu.
misak :
Ruhumuzun (ruh bedenimizin) elestibi rabbukum (kalû belâ) günü verdigi yemin
2 / BAKARA - 213 : Kânen
nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve
enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi),
ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen
beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi
iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
İnsanlar bir
tek ümmetti. SONRA ALLAH, MÜJDELEYİCİ VE UYARICI PEYGAMBERLER BEAS ETTİ (HAYATA
GETİRDİ, GÖNDERDİ). VE ONLARLA BİRLİKTE İNSANLARIN ARALARINDA, AYRILIĞA
DÜŞTÜKLERİ ŞEY HAKKINDA HÜKÜM VERMELERİ İÇİN HAK İLE KİTAP İNDİRDİ. Kendilerine
(apaçık) beyyineler (belgeler) geldikten sonra kendi aralarındaki çekememezlik
(ve haset yüzünden) onun hakkında ayrılığa düşenler, sadece kendilerine (kitap)
verilenlerdir. Bu sebeple âmenû olan (Allah'a ulaşmayı dileyen) o kimselerin
haktan yana ayrılığa düştükleri şeyi (hidayeti) açıklamaları için Allah, Kendi
izniyle onları hidayete erdirdi. Allah, dilediği kimseyi Sıratı Mustakîm'e
iletir.
87 / A'LÂ - 19 : Suhufi
ibrâhîme ve mûsâ.
(HZ.)
İBRÂHÎM'İN VE (HZ.) MUSA'NIN SAHİFELERİNDE (VAR).
29/ANKEBÛT-27:
Ve vehebnâ lehû ishâka ve ya’kûbe ve cealnâ fî zurriyyetihin nubuvvete vel
kitâbe, ve âteynâhu ecrehu fîd dunyâ, ve innehu fîl âhıreti le mines
sâlihîn(sâlihîne).
Ve BİZ O'NA
İSHAK'I, YÂKUB'U VEHBÎ OLARAK VERDİK. O'NUN ZÜRRİYETİNE (NÜBÜVVET) PEYGAMBERLİK
VE KİTAP VERDİK. Dünyada O'nun ücretini verdik. O, ahirette şüphesiz
salihlerden olacaktır.
4 / NİSA - 163 : İnnâ
evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ven nebiyyîne min ba’dih(ba’dihî), ve
evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve îsâ ve
eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde
zebûrâ(zebûran).
Muhakkak ki
Biz, HZ. NUH'A VE ONDAN SONRAKİ PEYGAMBERLERE VAHYETTİĞİMİZ GİBİ SANA DA
VAHYETTİK. VE HZ.İBRÂHÎM'E, HZ.İSMAİL'E, HZ.İSHAK'A, HZ.YÂKUB VE TORUNLARINA,
HZ.İSA'YA, HZ.EYUB'A, HZ.YUNUS'A, HZ.HARUN'A VE HZ.SÜLEYMAN'A DA VAHYETTİK. VE
HZ.DAVUD'A ZEBUR'U VERDİK.
2/BAKARA-136: Kûlû
âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve
ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min
rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).
Deyin ki: “BİZ ALLAH'A, BİZE İNDİRİLENLERE, İBRÂHÎM (AS.)'A, İSMAİL (AS.)'A,
İSHAK (AS.)'A, YÂKUB (AS.) VE TORUNLARINA İNDİRİLENLERE, MUSA (AS.) VE İSA
(AS.)'YA VERİLENLERE VE (DİĞER) NEBÎLERE, RAB'LERİ TARAFINDAN VERİLENLERE
(SAHİFE, KİTAP VE VAHİYLERE) ÎMÂN ETTİK. Onların arasından hiçbirini ayırmayız
(fark gözetmeyiz). Ve biz, O'na teslim olanlarız.”
3/ÂLİ
İMRÂN-84: Kul âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve
ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ven nebiyyûne
min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum, ve nahnu lehu
muslimûn(muslimûne).
"Allah'a ve bize indirilene ve İBRÂHÎM (A.S)'A, İSMÂİL (A.S)'A, İSHÂK
(A.S)'A, YÂKUB (A.S)'A VE YÂKUB OĞULLARI'NA İNDİRİLENLERE, HZ. MÛSÂ'YA VE HZ.
ÎSÂ'YA VE NEBİLERE RAB'LERİ TARAFINDAN VERİLENLERE ÎMÂN ETTİK. Onların
arasından birini (diğerlerinden) ayırt etmeyiz. Ve biz O'na (Allah'a) teslim
olanlarız." de.
5/MÂİDE-81:
Ve lev kânû yu’minûne billâhi ven nebiyyi ve mâ unzile ileyhi mettehazûhum
evliyâe ve lâkinne kesîren minhum fâsikûn(fâsikûne).
Ve eğer Allah'a ve NEBÎ'YE (PEYGAMBER'E) VE ONA İNDİRİLENE ÎMÂN ETSELERDİ,
onları dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fâsıklardır.
19/MERYEM-30:
Kâle innî abdullâh(abdullâhi), âtâniyel kitâbe ve cealenî nebiyyâ(nebiyyen).
(Bebek) şöyle dedi: “Muhakkak ki ben, Allah'ın kuluyum. BANA KİTAP VERDİ VE
BENİ NEBÎ (PEYGAMBER) kıldı.”
57/HADÎD-26:
Ve lekad erselnâ nûhan ve ibrâhîme ve cealnâ fî zurriyyetihimen nubuvvete vel
kitâbe fe minhum muhted(muhtedin), ve kesîrun minhum fâsikûn(fâsikûne).
Ve andolsun ki, Hz. Nuh'u ve Hz. İbrâhîm'i gönderdik. Ve onların
zürriyetlerinden NEBÎLER KILDIK. VE KİTAP (VERDİK). Böylece onlardan bir kısmı
hidayete erenlerdir ve onların çoğu fasıklardır.
“Ne dersiniz
bu ayetler mi doğru, yoksa akaitte anlatılan din adamlarının görüşleri mi ?”
Burhan AKSU…