Gözümde kan damlaları,

Vurdum yine senin kıyılarına.

Ne deniz kabul ediyor bu nasipsiz adamı, ne de sen…

Bir yanım bahar görmüş, sanki meyve verecek.

Bir yanım çürümüş, köhne bir yapı gibi,

Ha çöktü,

Ha çökecek…

Zamandı akıp giden bir su misali,

Vurdumduymaz, pervasız, halden anlamaz.

En az zaman kadar acımasızdın sende,

Öyle vefasız, öyle umursamaz, öyle halden anlamaz,

Bıraksan olmaz, kal desen kalmaz, dur desen durmaz…

Bir gün batımı gibi geldi geçti şu ömür,

Ya yanlış pencerelere vurdu sabah ışıklarım,

Ya yanlış dağların ardına süzüldü,

Kayboldu gecenin koynunda umutlarım,

Hiçbir yokluk... 

Hiç bir yokluk değil de,

Senin bu olmayışın var ya hani,

Senin bu olmayışın.

İşte bu koyuyor be insana,

İşte bu koyuyor bana.

Düşünüyorumda,

Nasılda çok üzülmüştüm gittiğin o gün,

Nasılda sarsılmıştım bütün bedenim.

Güneş bile batmayı unutmuştu sanki geceyle anlaşmışcasına,

Şöyle bir karanlık çöksede kimseler görmeden döksem içimi diye,

Küçük bir çocuk gibi gizli gizli ağlamak için,

Nasılda beklemiştim geceyi,

Seni bekler gibi.

O gün bana seni hatırlatan her neyle karşılaşsam,

Arkamı dönüp kaçmıştım,

Sanki insanın kendinden,

Ve içinde hissettiklerinden kaçması mümkünmüş gibi.

Sen gittin, ben kaldım,

Sen yaktın, ben yandım.

İnsan büyüdükçe çocuklaşırmış derler ya,

Ben hiç bilmiyorum, hala çocuk muyum,

büyüdüm mü, yaşıyor muyum, yoksa öldüm mü!

Şimdi sorma neden böyle oldum diye,

Sen halimi sordunda, ben sana yüreğimi açmadım mı?

Bilmem kaç kez şahit olmuşken hıçkırıklarıma,

Sen gözyaşlarımı silmek istedin de,

Ben, senden mi kaçtım.

Sebebi çoktur seven insanın,

Tıpkı sevmeyenin ve gitmek isteyenin bahanesinin çok olduğu gibi.

Sana göre alt tarafı bir gidişti,

Basit, sıradan ve olması gerektiği gibi.

Sadece sen gitmiştin,

Sadece ben üzülmüştüm,

Bu kadar sadelik içinde, ben neden bu kadar çökmüştüm

Yeryüzü ve gökyüzü,

Hepsi bıraktığın gibi yerindeydi oysa.

Dünya yine dönüyor,

Mevsimler yine değişyordu,

Ama zaman seninle beraber akışınıda alıp gitmiş,

Geçmek nedir bilmiyordu bir türlü,

Velhasılı…

Velhasılı vefasız,

Bu yokluğun var ya

Ah bu yokluğun, bu yokluğun,

Bu yokluğun, koyuyor bana.


https://youtu.be/DD84FX6DLrA

( Yokluğun başlıklı yazı Damlalar... tarafından 22.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.