Hıçkırığını tutan lal hecelerde

Süklüm püklüm bir diyez…

İçinin makamı bazen yolsuz kalmış

Cümle tadında istirham ediyor

Beyitlerin tuzağına düşmeden

Beynamaz bir düş’te terk edilmişliğin sefasını.

 

An’dan bağımsız kelamla yol kesişen

Mutluluk

Kalburüstü sitemlerin

Bağrı yanık külliyesinde

Hazan’a nazireler edercesine

Kaydını tutuyor günün şafağını.

 

Bir huzur bir farkındalık

Bir de yalnızlığın iz düşümü:

Kanayan hangi minvalse

Gölgeden kasıt

Kayıp da düştüğümüz

Şeceresinde dünün

Namusunu nasıl koruyorsak…

 

Halk dilinde

Tek sitayiş yine

Mizacın dokusunda saklı

Dünün kuyruk acısı

Bir şer nasıl ki hayırlı

Azmin elinde…

 

Hadi, küpeştesinden yuvarlan göğün

Tarhında bunca sevda masalının

Nabzını tut

Ölmeden önce.

 

Miadı dolan ufkun son yarısı

Gelip geçen rüzgârın

Haykırışına tanık

Ne çok savsaklanmış varlık

Yine de dibi tutmadı umudun.

 

Dip dibe yaşayıp da

Unutulduğumuzun farkına

Yeni vardık.

Bozguna uğramak neymiş,

Öğrendik de

Bu hüzün coğrafyasında

Yas’ın tozunu atan

Hür iradesiyle benliğin

Kozasına sığındık

Ölü mizaçların.

 

Asla sevmemiş

Sevilmekle iştigal

Bir gönülde nereye kadar dayanır ki

En elzem duygu kimine göre

Hidayetten çok önce

Sarıp sarmaladıkları nankör ihtirasa

Bayrak açan

Göğün kuluçkadaki kayıp bulutu kadar

Devinen mizacın da tek yenilgisi.


( Yine De Dibi Tutmadı Umudun... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 25.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.